Uluslararası ilişkilerde bütün politikalar aslında güç politikalarıdır ve gücü içerir. Bir devletin kendi çıkarlarını koruma veya taleplerini karşı tarafa kabul ettirme konusunda sahip olduğu maddi ve manevi potansiyel olarak tanımlanan güç kavramı, devletler arası ilişkilerde oldukça önemli bir yer tutar. Bir devlete ait coğrafya, tarih, kültür, o ülkenin gücünü belirleyen unsurlardandır. Ekonomik gelişmişlik, teknolojik yapılanma, askerî kapasitesi ve yetişmiş insan sayısı gibi faktörler de gücün potansiyel unsurlarını oluşturur. Güç, engellerin üstesinden gelme ve sonucu etkileyebilme yeteneğidir. Etki genellikle zorlamayla gerçekleşmez, caydırıcılık da bir güç göstergesidir.

Realistlere göre güç, aktörlerin karşılıklı olarak birbirleriyle ilişkilerinde araç olarak kullanılır. Realistler potansiyel düşman olan bir devletin güçlenmesine seyirci kalmaktansa onu önlemek için savaşa başvurmayı meşru saymaktadır. Liberal ve idealistler bireyin kendi çıkarları için çalışırken toplum çıkarları için de çalışılması gerektiğini savunur.

Bu çalışma, uluslararası ilişkilerde çokça tartışılan ve kavrama her geçen gün yeni anlamlar yüklenen “güç”ü ele almakta, gücün çeşitlerini ve bileşenlerini açıklamaktadır. Son olarak kısaca Ortadoğu tarihindeki gelişmelere ve bölgedeki güç çekişmelerine değinmektedir.

 

Rapora ulaşmak için lütfen tıklayınız.