Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin 21-22 Aralık tarihlerinde bu yıl ikincisini düzenlediği Türkiye-Afrika İlişkileri Sempozyumu'nda İNSAMER Afrika Çalışmaları Uzmanı Serhat Orakçı “Türkiye-Sahra-altı Afrika İlişkileri İmkanları” başlıklı tebliğ sunumunu gerçekleştirdi.

Türkiye ve Afrika arasındaki siyasi, ekonomik, eğitim ve medya yoluyla kurulan ilişkilerin gelecek perspektifinden değerlendirildiği sempozyumda Orakçı’nın tebliğinden notlar;

Uzun sömürgecilik döneminde dünyanın geri kalanından izole edilen Sahra-altı Afrika ülkeleri her manada Avrupa ülkelerine bağımlı hale getirilmişlerdir. Özellikle ortaya çıkan yoksulluk ve kalkınma sorunları Soğuk Savaş’ın bitimi ile bu ülkeleri farklı arayışlara itmiştir. Batı dışındaki aktörler Afrika’yı keşfederken Afrika ülkeleri de yeniden dünyayı keşfetmeye başlamışlardır. 90 sonrası dönemde pek çok bölgesel ve küresel aktör Afrika ile yeni ilişkiler kurma noktasında daha istekli hale gelmişlerdir. Başta Çin ve Hindistan olma üzere Japonya, Güney Kore, Brezilya, İran ve İsrail gibi aktörler Afrika açılım programları başlatarak kıta üzerindeki etki alanları genişletmeyi hedeflemişlerdir. Batılı aktörlerin nüfuz alanlarının gerilediği bu dönem Afrika’da adeta küresel bir rekabet ortamı ortaya çıkartmıştır. Böyle bir ortam içerisinde Afrika ilişkilerini çok boyutlu inşa eden Türkiye hammadde ve pazar arayışı ile motive olan diğer aktörlerden farklılaşmaktadır. Özellikle Sahra-altı Afrika’da insanların yüzleştiği yoksulluk sorunun giderilmesi ve kalkınma ihtiyacını önceleyen Türkiye bu yönüyle Afrika’da daha yapıcı bir tutum sergilemektedir. Bu tutum Türkiye’yi insani bir aktör olarak Afrika’da görünür hale getirmiştir. Söz konusu durumun örneği 2011’den beri Türkiye’nin destek sağladığı Somali’de görülmektedir.