Temel Göstergeler
Resmi AdıUruguay Doğu Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiBaşkanlık tipi demokrasi
Bağımsızlık Tarihi25 Ağustos 1825 (Brezilya’dan)
BaşkentMontevideo (1,4 milyon)
Yüzölçümü176.215 km2
Nüfusu3,5 milyon (2018)
Nüfusun Etnik Dağılımı%87,7 Avrupa asıllı beyazlar, %4,6 Afrika asıllılar, %2,4 yerli, %5,3 diğer
İklimiÜlke genelinde ılıman iklim hâkimdir.
Coğrafi KonumuGüney Amerika kıtasının güneyinde yer alan Uruguay, karadan Arjantin ve Brezilya ile çevrilidir; doğu ve güneyden ise Atlas Okyanusu'na kıyısı bulunmaktadır.
KomşularıBrezilya (1.050 km), Arjantin (541 km), kıyı şeridi (660 km)
Dilİspanyolca
Din%58 Hristiyan, %41 ateist, %1 diğer
Ortalama Yaşam Süresi77,6 yıl (2018)
Okuma-Yazma Oranı%98,6 (2017)
Para BirimiUruguay Pesosu
Millî Gelir60,180 milyar dolar (2018 IMF)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir17.165 dolar (2018 IMF)
İşsizlik Oranı%7,6 (2017)
Enflasyon Oranı%6,2 (2017)
Reel Büyüme Hızı%2,7 (2017)
Yoksulluk Oranı%9,7 (2015)
İhracat ÜrünleriDondurulmuş sığır eti, soya fasulyesi, ağaç, pirinç, süt ve süt ürünleri, canlı büyükbaş hayvan, elektrik enerjisi, malt.
İthalat ÜrünleriPetrol yağları, binek otomobil, telefon cihazları, ham petrol, motorlu taşıt, tıbbi ve zirai ilaç, kara yolları taşıtları için yedek parça, domuz eti, kimyasal gübre
Başlıca Ticaret OrtaklarıÇin, Brezilya, ABD, Arjantin, Almanya, Hollanda, Meksika, Türkiye.

Ülke Tarihi

Uruguay topraklarındaki bilinen ilk insan yerleşimlerinin izleri, MÖ 10.000’li yıllara kadar gitmekte ve Brezilya coğrafyasındaki kültürlerin izlerini yansıtmaktadır. Bölgenin bilinen ilk yerli halkları MÖ 2.000’li yıllarda buraya yerleşmiş olan Charrualar ve Guaranilerdir. Ancak yerli halklar ve onlara ait kültürel miras, Avrupa sömürgeciliği sonrasında bugün büyük oranda ortadan kaldırılmış durumdadır.

Uruguay bölgesi 16. yüzyıldan itibaren Portekiz sömürgesi Brezilya ile İspanya İmparatorluğu’nun Güney Amerika’daki sömürgeleri arasında bir tampon bölge olmuştur. Uruguay’a ilk kolonyal müdahaleler, 1516’da bölgeye gelen İspanyol sömürgeci Juan Diaz de Solis ile başlamış, Portekizli meşhur sömürgeci Ferdinand Magellan da 1520’de Uruguay’a gelmiştir. Bununla birlikte bölgedeki ilk kalıcı koloni 1624 yılında İspanyol Cizvitler tarafından kurulmuştur. Uzun süre İspanya hâkimiyeti altında kalan Uruguay, 19. yüzyılın başlarında (1806-1807) İngilizler tarafından işgal edilmişse de İspanya ve İngiltere’nin Napolyon yönetimindeki Fransa’ya karşı birleşmesi üzerine bu işgal uzun süreli olmamıştır. Bu süreçte kıtanın genelinde başlayan bağımsızlık hareketleri İspanya ve Portekiz sömürgeciliğine karşı kıtada Brezilya ve Arjantin gibi bölgeleri öne çıkarmış ve yüzyılın ilk çeyreğinde pek çok kıta devleti art arda bağımsızlığını ilan etmiştir. Nitekim Uruguay da 25 Ağustos 1825 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiş, Arjantin ve Brezilya kendi aralarında bir tampon bölge olarak Uruguay’ın bağımsızlığını 27 Ağustos 1828’de imzalanan Montevideo Anlaşması ile tanımışlardır. Bağımsızlık ilanının ardından hazırlanan yeni anayasa 1830 yılında yürürlüğe girmiştir.

Bağımsızlığı takip eden yıllar 19. yüzyıl boyunca savaşlar, iç savaşlar, askerî çatışmalar ve siyasi kaoslarla geçmiştir. 1843’te Arjantin, 1845’te Fransa ve İngiltere, 1851’de Brezilya müdahaleleri gerçekleşmiş, bu süreçte yaşanan askerî darbelerde dış müdahaleler de rol oynamıştır. 1865’te Arjantin ve Brezilya ile birlikte Paraguay’a karşı savaşa girilmiş, 1875-1890 yılları arasındaysa ülkeyi askerî idare yönetmiştir. Bunların dışında da süreç boyunca darbe ve darbe girişimi, savaş düzeyinde çatışmalar ve dış müdahaleler gerçekleşmiştir.

20. yüzyılın ilk yarısında siyasal iktidar görece daha istikrarlı bir yapıda devam etmişse de ülke 2. Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmaya çalışmıştır. Refah seviyesinin düşüklüğü ve ekonomik sıkıntılar büyük halk hareketlerini tetiklemiştir. 1960’larda ortaya çıkan Tupamaros adlı silahlı örgüt, hükümeti devirmeyi hedeflemiştir. Ülkedeki kaos ortamının iyice derinleşmesi üzerine 1968’de Cumhurbaşkanı Jorge Pacheco olağanüstü hâl ilan etmiş, 1972’de tüm sivil haklar askıya alınmıştır. 1973-1985 yılları arasında 12 sene devam eden askerî rejim boyunca binlerce insan gözaltında iken işkence görmüş, hayatını kaybetmiş ya da ortadan kaybolmuştur.

1984 yılında ülkede yeniden demokratik rejime dönülmesine karar verilmiş ve gerçekleştirilen seçimleri kazanan Julio Maria Sanguinetti, 1985-1990 yılları arasında devlet başkanı olarak görev yapmıştır. Bu dönemde ekonomi ve demokratikleşme alanındaki reformlar hayata geçirilmeye başlanmıştır. 1996’da anayasa değişikliği gerçekleştirilmiş ve 1999’da yeni sistemde ilk seçimler yapılmıştır. 2000’li yıllardan itibaren ülke ekonomik açıdan olumlu bir döneme girmiş, bununla birlikte, özellikle 2010-2015 yılları arasında görev yapan ve askerî yönetim döneminde yaklaşık 15 yıl hapis yatmış, silahlı Tupamaros örgütünün eski liderlerinden olan Jose Musica döneminde kürtaj, eşcinsel evlilik ve esrar yasallaştırılmıştır.

Siyasi Yapı

Bağımsızlığının 200. yılını kutlamaya hazırlanan Uruguay, başkanlık tipi demokrasi ile yönetilmektedir. Güçler ayrılığı ilkesinin benimsendiği ülkede, devlet başkanı beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle iş başına gelmekte ve yürütme erkinin zirvesini temsil etmektedir. Başkanın ikinci bir dönem görev yapabilmesi için aradan en az bir dönem geçmesi gerekmektedir. Ülkede son başkanlık seçimleri Ekim-Kasım 2014’te iki turlu olarak gerçekleşmiş ve seçimden zaferle ayrılan Tabare Vazquez 1 Mart 2015 tarihinde, 2005-2010 yılları arasındaki birinci döneminin ardından ikinci kez göreve gelmiştir. Bir sonraki başkanlık seçimlerinin 2019 Ekim’inde gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.

Yasama organı 31 üyeli senato ve 99 üyeli temsilciler meclisinden oluşan parlamentodur. Devlet başkanı yardımcısı, aynı zamanda senatoya başkanlık etmektedir. Ülkede son parlamento seçimleri de başkanlık seçimleriyle birlikte Ekim 2014’te gerçekleştirilmiştir ve yeni seçimlerin Ekim 2019’da yapılması planlanmaktadır. İdari açıdan biri başkent Montevideo olmak üzere 19 eyalete ayrılan Uruguay’da, söz konusu bölümler seçimle iş başına gelen valilerce yönetilmektedir.

Ekonomik Durum

Uruguay, ekonomik istikrar ve maddi refah bakımından diğer Latin Amerika ülkelerine kıyasla daha avantajlı bir pozisyona sahiptir. 1990’lı yıllarda yaşanan ekonomik kriz sürecinin ardından 2000’li yıllarda hızlı bir toparlanma sürecine girilmiştir. Gelişmekte olan ekonomisi, son 10 yılda yakaladığı ortalama %4’lük büyüme trendiyle Uruguay, istikrarlı bir yapıya sahiptir. İşsizlik, yoksulluk ve enflasyon oranlarının tek haneli rakamlarda seyretmesi de bu durumu teyit etmektedir. Uruguay, bölge ülkeleri arasında kurulan Güney Ortak Pazarı MERCOSUR’a üye olmakla birlikte, ekonomide Brezilya ve Arjantin’in etkisini sınırlayacak yeni pazarlara açılma eğilimindedir.

Ülke ekonomisi başta finans ve turizm olmak üzere büyük oranda hizmet sektörüne dayanmakta olup bu alan istihdamın ve millî gelirin yaklaşık %70’ini karşılamaktadır. Bankacılık sektöründe şeffaflığın sağlanamamış olması ve Arjantin üzerinden vergi kaçakçılığı yapıldığı yönündeki iddialar sebebiyle Uruguay “vergi cenneti” olarak tanımlanan ülkeler arasında kabul edilmektedir.

Tarımın ülke ekonomisindeki payı sınırlı olup yetiştirilen başlıca ürünler pirinç, soya fasulyesi ve mısırdır. Öte yandan hayvancılık ve balıkçılık da gelişmiştir ve büyükbaş hayvan ihracatı ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır.

Uruguay’ın dış ticaret hacmi son yıllarda 15 ila 20 milyar dolar seviyelerinde seyretmektedir. 2018 yılında 7,7 milyar doları ihracat, 8,3 milyar doları ithalat olmak üzere dış ticaret hacmi toplamda 16 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Uruguay’ın dış ticaretteki en önemli ortakları ihracat ve ithalattaki payları tek başlarına %20’ler civarında olan Brezilya ve Çin’dir, diğer önemli partner ülkelerse ABD, Arjantin, Almanya, Hollanda, Meksika ve Türkiye’dir.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Uruguay arasındaki ilişkiler coğrafi, siyasi ve kültürel bağların zayıflığına paralel olarak yakın geçmişe kadar sınırlı düzeyde gerçekleşmiş olup 2000’li yıllardan bu yana Türkiye’nin Latin Amerika bölgesine yönelik açılımları çerçevesinde ivme kazanmıştır. Her iki ülkenin de hâlihazırda birbirlerinde büyükelçilikleri bulunmayıp İstanbul ve Montevideo’da birer fahri konsoloslukları hizmet vermektedir. İki ülke arasında bugüne kadar devlet başkanlığı düzeyinde bir ziyaret henüz gerçekleşmemiş, R. Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında Brezilya, Uruguay ve Venezuela’yı kapsayan ziyaret programı ileri bir tarihe ertelenmiştir. Öte yandan 2010-2015 yılları arasında Uruguay Devlet Başkanı olarak görev yapan Jose Mujica, görev süresinin tamamlanmasından sonra Ekim 2015’te İstanbul’u ziyaret etmiştir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkilerde son yıllarda belirgin bir artış gözlenmektedir. Türkiye’nin Uruguay’a ihracatı dengeli bir seyir izlerken, Uruguay’dan canlı hayvan ithalatı sebebiyle ticaret hacmi son 10 yılda 10 kattan fazla artmıştır. Öyle ki, 2009 yılında 40 milyon dolar olan toplam ticaret hacmi, 2018 yılında 44,8 milyon doları ihracat, 497,2 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 542,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Uruguay’a ihraç edilen başlıca ürünler demir-çelik ürünleri, binek otomobiller ve motorlu taşıtlar, inşaat malzemeleri, elektrikli ev aletleri ve beyaz eşya, Uruguay’dan ithal edilen başlıca ürünlerse başta canlı büyükbaş hayvan olmak üzere, odun hamuru, yün, pirinç, iplik, hayvansal yağ ve sakatattır.

Müslümanların Durumu

Uruguay topraklarının İslamiyet’le ilk temasının sömürge döneminde kıta dışından köle olarak çalıştırılmak üzere getirilen Müslümanlar aracılığı ile kurulmuş olması mümkündür ancak bugün bu sürece ilişkin kesin bilgiler mevcut değildir. Nitekim günümüzde Uruguay’da İslami bir kültür ve gelenek bulunmamaktadır. Bununla birlikte Latin dünyasının diğer bölgelerinde olduğu gibi Uruguay’da da son yıllarda İslamiyet’e yönelik ilgi giderek artmakta ve Müslümanların sayısında oransal olarak büyük artışlar meydana gelmektedir.

Günümüzde Uruguay’da 1.000 ila 2.000 civarında Müslüman yaşadığı tahmin edilmektedir. Büyük çoğunluğu Arap kökenli göçmenlerden oluşan Müslüman azınlığı temsil eden küçük çaplı birkaç yapı vardır. Bunlar başkent Montevideo’da bulunan Uruguay İslam Merkezi (Centro Islamico del Uruguay), Greenland Müslümanları (Muslims of Greenland), Mısır İslam Merkezi (Egyptian Islamic Center) ve Canelones’teki Uruguay İslam Merkezi’dir (Islamic Center of Uruguay). Ülkede hâlihazırda ibadete açık cami olmadığından Müslümanlar toplu ibadetlerini bu merkezlerde yapmaktadır. Diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi Uruguay’da da Müslümanların ve İslam’a ilgi duyan Uruguay toplumunun en önemli ihtiyacı, temel İslami kaynaklara anadillerinde ulaşım konusunda yaşanan zorluklardır.