Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Uganda Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık tipi cumhuriyet |
Başkent | Kampala |
Bağımsızlık Tarihi | 9 Ekim 1962 (İngiltere'den) |
Yüzölçümü | 241.038 km² |
Nüfusu | 43,2 milyon (2020) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %17 Baganda, %10 Banyankole, %9 Basoga, %7 Iteso, %7 Bakiga, %6 Langi, %4,5 Bagisu, %4,5 Acholi, %3 Lugbara, %32 diğer |
İklimi | Tropikal iklim hâkimdir. |
Coğrafi Konumu | Doğu/Orta Afrika’da yer alan Uganda’nın doğusunda Kenya, batısında Demokratik Kongo Cumhuriyeti, kuzeyinde Güney Sudan, güneyinde ise Tanzanya ve Ruanda bulunur. |
Komşuları | Demokratik Kongo Cumhuriyeti (877 km), Kenya (814 km), Güney Sudan (475 km), Tanzanya (391 km), Ruanda (172 km) |
Dil | İngilizce (resmî), Svahili, Luganda ve diğer yerel diller |
Din | %70 Hristiyan, % 25 Müslüman, %5 yerel inançlar |
Ortalama Yaşam Süresi | 68,2 yıl (2020) |
Okuma-Yazma Oranı | %76,5 (2018) |
Para Birimi | Uganda shillingi (UGX) |
Millî Gelir | 30,666 milyar dolar (2019 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Gelir | 770 dolar (2019 IMF) |
İşsizlik Oranı | %2,2 (2016) |
Enflasyon Oranı | %4,5 (2020) |
Reel Büyüme Hızı | %4,9 (2019) |
Yoksulluk Oranı | %21,4 (2017) |
Tarım Ürünleri | Kahve, balık ve deniz mahsulleri, tütün, süt ürünleri, kakao, şeker kamışı, canlı ağaç, vanilya, pamuk |
İhracat Ürünleri | Kahve, balık, çay, elektrik ürünleri, demir-çelik |
İthalat Ürünleri | Hava araçları, motorlu taşıt ve otomobiller, petrol, tıbbi malzemeler ve ilaçlar, buğday ve mahlut, demir-çelik |
Başlıca Ticaret Ortakları | Çin, Hindistan, Kenya, ABD, İtalya, Almanya, Japonya, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikler |
Ülke Tarihi
Bugünkü Uganda, 19. yüzyıl sonlarında, İngiliz sömürge idaresi tarafından Büyük Göller bölgesinde Ankole, Buganda, Bunyoro, Buriba, Karagve, Koki, Soda ve Toro adlı sekiz krallığın tek bir yönetim altında toplanması ile oluşturulmuştur.
Bölgenin en önemli krallığı konumundaki Buganda Krallığı 19. yüzyıl ortalarında İslamiyet’le tanışmış ve takip eden yıllarda bölgede İslamiyet hızla yayılmıştır ancak 1870’lerden itibaren sürdürülen misyonerlik faaliyetleri bu süreci sekteye uğratmıştır. Buganda toprakları İngiltere tarafından 1900 yılında resmen sömürgeleştirilmiş ve sömürge yönetimi bağımsızlığın ilan edildiği 9 Ekim 1962 tarihine kadar devam etmiştir. Bağımsızlıktan sonra Kral II. Mutasa devlet başkanı ilan edilmiştir.
II. Mutasa 1966 yılında ordunun başındaki İdi Amin tarafından devlet başkanlığı görevinden alınarak Londra’ya sürgüne gönderilmiştir. Akabinde devlet başkanlığı görevine Milton Obote getirilmiş ve ülkedeki krallık yönetimi kaldırılarak tek partili başkanlık sistemine geçilmiştir. İlerleyen süreçte İdi Amin, ülkede yaşanan karışıklıkları gerekçe göstererek 25 Ocak 1971’de, Milton Obote’nin yurt dışında oluşundan yararlanarak, yönetime el koymuştur.
İdi Amin devlet başkanlığı süresince İslam ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalışmış ve İngiliz sömürgeciliği döneminde büyük zulümlere maruz kalan Müslümanların itibarlarını yeniden kazanmaları için çalışmıştır; bu sebeple de sürekli Batı dünyasının manipülasyonlarına maruz kalan ve hakkındaki ağır suçlamalarla dünya gündemine getirilen bir isim olmuştur. 1978 yılında Uganda ile Tanzanya arasında yaşanan savaşta Tanzanya Uganda’nın başkenti Kampala’ya kadar ilerleyince İdi Amin 1979 yılında ülkeyi terk ederek önce Libya’ya, ardından da Suudi Arabistan’a sığınmış ve 2005 yılındaki ölümüne kadar burada kalmıştır. İdi Amin’den sonra Müslümanlar üzerindeki baskılar yeniden artmış, on binlerce insan ülkesini terk ederek Sudan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne göç etmek zorunda kalmıştır.
Milton Obote 1980’de tekrar devlet başkanı olmuş fakat beş yıl sonra ikinci kez, bu sefer Yoweri Museveni’nin liderliğindeki Millî Direniş Hareketi tarafından devrilmiştir. Takip eden yıllara ülkede görece siyasi ve ekonomik istikrar sağlanmış ve ülkesini terk eden Müslümanlar geri dönmeye başlamıştır. Uganda’da Museveni yönetimi hâlen devam etmektedir.
Siyasi Yapı
Başkanlık sistemiyle yönetilen Uganda’da devlet başkanının görev süresi beş yıldır. Başkan, hem devletin hem de hükümetin başıdır. Uganda’da devlet başkanlığı görevini 1986 yılından bu yana Yoweri Kaguta Museveni yürütmektedir. Museveni son olarak 2016 yılında yapılan seçimlerde oyların %60’ını alarak koltuğunu muhafaza etmiştir. Ülkede bir sonraki seçimlerin 2021 yılında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
Devlet başkanı aynı zamanda yürütme organının da başındadır. Kabine başkan tarafından ulusal meclis üyeleri içinden atama yoluyla belirlenmektedir. Başkan yardımcılığı görevini 2011 yılından bu yana Edward Ssekandi, başbakanlık görevini ise 2014 yılından bu yana Ruhakana Rugunda yürütmektedir.
Yasama organı 445 sandalyeli meclistir. Üyeler beş yılda bir düzenlenen seçimlerle belirlenmekte, 18 üye ise devlet başkanı tarafından resen atanmaktadır. Son meclis seçimleri başkanlık seçimiyle birlikte Şubat 2016’da yapılmıştır.
Ekonomik Yapı
Uganda verimli topraklara, zengin su ve enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. Bu bakımdan diğer Afrika ülkeleri gibi ciddi bir potansiyel barındırmaktadır. Son yıllarda istikrarlı büyüyen ekonomisi ve 30 milyar doları aşan GSYİH değeri ile Sahra altı Afrika’nın dikkat çeken ülkelerinden biridir. Bununla birlikte kişi başı ortalama gelir 1.000 doların altındadır ve yoksulluk ülkenin en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir.
Ülkede 2,5 milyar varil petrol rezervi keşfedilmiş olup toplam rezervin 6,5 milyar varil civarında olduğu; benzer şekilde 15 milyar metreküpü keşfedilen doğal gazın da yaklaşık 500 milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir; keşfedilen bu rezervlerde henüz üretime başlanmamıştır. Bu yüksek potansiyel sebebiyle son yıllarda enerji ve altyapı yatırımlarına ağırlık verilen ülkede altın, fosfat, demir, bakır, kobalt, kireç taşı ve tuz diğer önemli doğal kaynaklardır. Başlıca sanayi ürünleri ise şeker, gıda, tütün, tekstil, çimento ve çeliktir. Ülkenin zengin su kaynakları da hidroelektrik santraller ve yenilenebilir enerji açısından önemli bir potansiyel olarak görülmektedir.
Ekonomi büyük oranda tarım ve hayvancılığa dayalıdır. İstihdamın %82’sini tarım endüstrisi karşılarken, ülke kahve, çay, yağlı tohumlar, pamuk, meyve ve büyükbaş hayvan üretiminde de önemli bir konumundadır. Uganda’nın ihracat gelirlerinin büyük bölümü kahveden sağlanmaktadır ancak önümüzdeki yıllarda, keşfedilen yeni enerji rezervleri sebebiyle petrol ve doğal gaz gelirlerinin ülke ekonomisinde başat rol oynayacağı tahmin edilmektedir.
Dış ticaret potansiyeli giderek yükselen Uganda’da 2000’li yılların başlarında 1,4 milyar dolar olan toplam ticaret hacmi, 2018 yılında 10 milyar dolar seviyesine dayanmıştır. 2019 yılında 1,3 milyar doları ihracat, 3,6 milyar doları ithalat olmak üzere toplam dış ticaret hacmi 4,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Uganda’nın dış ticaretteki en önemli partnerleri ise Çin, Hindistan, Kenya, ABD, İtalya, Almanya, Japonya, Hollanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Ülke aynı zamanda 1 Ocak 2005 tarihinde Tanzanya, Kenya ve Uganda arasında kurulan Doğu Afrika Topluluğu Gümrük Birliği’ne (EAC CU) de üyedir.
Türkiye-Uganda İlişkileri
Türkiye ile Uganda arasındaki ilişkiler olumlu düzeyde seyretmekte olup son yıllarda daha da ivme kazanmıştır. 2010 ve 2011 yıllarında karşılıklı açılan büyükelçiliklerle ilişkiler güçlü diplomatik temellere oturtulmaya başlanmıştır. 2010 ve 2012’de Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni Türkiye’yi, 2016 yılında da Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Uganda’yı ziyaret etmiştir. Bu aynı zamanda ülkemizden Uganda’ya devlet başkanlığı düzeyindeki ilk ziyaret olarak kayıtlara geçmiştir.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi de siyasi ilişkilerdeki ivmeye bağlı olarak gelişme trendine girmiştir. 2000’li yılların başında 1 milyon dolar gibi sembolik düzeyde olan karşılıklı ticaret hacmi, 2010 yılında 25 milyon dolara çıkmış ve 2019 yılında 32,4 milyon doları Türkiye’den Uganda’ya ihracat, 7,4 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 39,8 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Hasılı son 20 yıllık süreçte karşılıklı ticaret hacminin oransal olarak yaklaşık 40 kat arttığı görülmektedir. Türkiye’den Uganda’ya ihraç edilen başlıca ürünler; elektronik cihazlar, demir-çelik, nişasta, tıbbi cihazlar, ayakkabı, plastik eşya ve eczacılık ürünleridir. Uganda’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; yağlı tohum, sebze ve meyveler, pamuk, deri ve kösele, kahve, canlı ağaç ve balık ürünleridir.
Müslümanların Durumu
Uganda İslamiyet’le oldukça geç sayılabilecek bir dönemde, 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde tanışmıştır. Bölgenin kıtanın iç kesimlerinde yer almasından kaynaklanan ulaşım güçlükleri, bu durumun başlıca sebeplerindendir. Buna karşın bölgeye gelen ilk Müslümanlar, yüzyıllardır burada bulunan yönetimler tarafından olumlu karşılanmış ve İslamiyet bölgede kısa sürede yayılma imkânı bulmuştur ancak yüzyılın ortalarından itibaren bölgeyi işgal ederek sömürgeleştiren İngiliz yönetiminin ve misyonerlik faaliyetlerinin etkisiyle bu süreç akamete uğramıştır.
Bugün ülkedeki Müslümanların oranı, diğer pek çok Afrika ülkesinde olduğu gibi tartışmalıdır. Bağımsız kaynaklar Müslümanların oranının %25 civarında olduğunu ifade ederken, Batılı kaynaklar bu oranı daha düşük gösterme çabası içerisindedir.
Ülkedeki koşulları inişli çıkışlı bir seyir izleyen Uganda Müslümanlarının -zaman zaman çok sıkıntılı süreçlerle karşı karşıya kalmış olsalar da- eğitim, dinî yaşam vb. konularda bilinç düzeylerinin yüksek olduğu görülmektedir. 1972 yılında kurulan Birleşik İslam Konseyi, bütün ülke Müslümanlarını temsil eden müftülük düzeyinde bir kurum olarak hem dinî işlev görmekte hem de ülke yönetimiyle ilişkileri koordine etmektedir. Ayrıca ülkede Müslümanlara eğitim veren pek çok özel okul da bulunmaktadır.
11 Eylül sonrası süreçte ülkede Müslümanlara yönelik yeni bir nefret dalgası oluşturulmaya çalışılmaktadır. Uganda’da misyoner yapıların güçlü olması ve medya desteği, İslam düşmanlığı noktasında güçlü bir kamuoyu oluşmasına yol açmaktadır. Kiliseler kanalıyla yapılan propagandalar, İslam’la terörü özdeşleştirme amacı güden manipülasyonların oluşmasına sebep olmuştur. Ülke Müslümanlarının siyasi temsili de nüfuslarına kıyasla oldukça düşüktür.
Öte yandan ülkede Müslüman ve Hristiyan nüfus iç içedir ve aynı aile fertleri arasında dahi farklı inançlara mensup olanlar bulunabilmektedir. Örneğin Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni Hristiyan, kardeşi ordu kumandanı Selim Sâlih Müslüman’dır. Ülkede yaşayan Müslümanların tamamına yakını Sünni olup, Şafii ve Maliki mezhepleri de yaygındır.