Temel Göstergeler
Resmi AdıEsvatini Krallığı
Yönetim BiçimiMutlak monarşi
Bağımsızlık Tarihi6 Eylül 1968 (İngiltere’den)
BaşkentMbabane (100.000)
Yüzölçümü17.364 km2
Nüfusu1,4 milyon (2018)
Nüfusun Etnik Dağılımı%97 Svazi, %3 Avrupa kökenliler ve diğerleri
İklimiYer yer tropikal, yer yer ılıman iklim görülmektedir.
Coğrafi KonumuGüney Afrika ülkesi olan Esvatini, büyük bölümü Güney Afrika Cumhuriyeti, bir kısmı da Mozambik tarafından çevrili, denize ve üçüncü bir komşu ülkeye sınırı olmayan bir iç ülke konumundadır.
KomşularıGüney Afrika Cumhuriyeti (438 km), Mozambik (108 km)
Dilİngilizce, Siswati
Din%85 Hristiyan, %5 Müslüman, %10 diğer (Hindu, Budist, yerel inançlar vd.)
Ortalama Yaşam Süresi57,2 yıl (2018)
Okuma-Yazma Oranı%87,5 (2015)
Para BirimiLilangeni (Güney Afrika Randına sabitlenmiştir.)
Millî Gelir4,679 milyar dolar (2018 IMF)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir4.250 dolar (2018 IMF)
İşsizlik Oranı%28 (2014)
Enflasyon Oranı%6,2 (2017)
Reel Büyüme Hızı%0,2 (2018)
Yoksulluk Oranı%63 (2010)
İhracat Ürünleriİçecek konsantreleri, şeker pancarı, kimyasal ürünler, hazır giyim, ağaç ve kereste, pamuk ipliği.
İthalat ÜrünleriPetrol yağları, otomobil, tıbbi ilaç, motorlu taşıt, mısır, çimento, telefon cihazları, pamuklu mensucat.
Başlıca Ticaret OrtaklarıGüney Afrika Cumhuriyeti, Çin, Kenya, Hindistan, Nijerya, Mozambik, ABD.


Ülke Tarihi

Güney Afrika bölgesinde yapılan arkeolojik çalışmalar, buradaki insan yaşamının çok uzun yıllara dayandığını göstermektedir. Bu bakımdan Svaziland toprakları, Afrika’nın diğer bölgelerinde de görüldüğü gibi, insanlık tarihinin en eski yerleşimlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bölgenin bilinen en eski yerleşimcileri Khoian kabilesi olup MÖ 3.000’li yıllarda Orta ve Doğu Afrika’dan Güney Afrika bölgesine uzanan Bantu göçleri sırasında buraya yerleşmiştir.

Modern dönemde Svaziland’ın ilk kralı olarak kabul edilen III. Ngwane döneminde (1745-1780) Svazi halkı bugünkü Esvatini topraklarına gelmiştir. Ülkenin adı da 1840-1868 yıllarında ülkenin kralı olan II. Mswati’ye nispetle verilmiştir.

19. yüzyılın sonlarında İngiltere ve Hollanda’nın Güney Afrika bölgesine yönelik sömürgeci açılımları, Svazi halkının bağımsızlığına yönelik bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. İngiltere Svaziland’ın bağımsızlığını tanıdığını 1884’teki Londra Konvansiyonu’nda açıklamış olsa da ülke, 1894’te Hollanda’nın kontrolü altındaki Boerler tarafından kurulmuş olan Transvaal Cumhuriyeti’ne bağlı bir koruma bölgesi olarak ilan edilmiştir. 1899’da patlak veren 2. Boer Savaşı’nı İngiltere’nin kazanmasının ardından Svaziland İngiltere’nin himayesi altına girmiş ve bağımsızlığına kadar bu statüsünü sürdürmüştür. 1960’lı yıllarda Svazilan İngiltere’nin kontrolü altında kademeli olarak hayata geçirilen bir bağımsızlık sürecini takip etmiştir. Önce 1963 yılında yasama ve yürütme konseylerinin oluşturulduğu bağımsızlık anayasası İngiltere tarafından ilan edilmiş, Svazi Ulusal Konseyi’nin muhalefetine rağmen ilk seçimler yapılarak 1964 yılında Svaziland Yasama Konseyi kurulmuş ve bu konsey tarafından kabul edilen anayasa değişiklikleri İngiltere tarafından da kabul edilerek ilk seçimler 1967 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu geçiş sürecinin ardından 6 Eylül 1968 tarihinde Svaziland’ın bağımsızlığı ilan edilmiştir.

1899 yılında henüz dört aylıkken kral ilan edilen II. Sobhuza, 1982 yılındaki ölümüne kadar ülkeyi 83 yıl boyunca yönetmiş ve bu özelliği ile tarihin bilinen en uzun hükümdarlığını yapmıştır. Onun ölümü sonrasında kraliçelerin naipliğinde geçen birkaç yıllık ara dönemin ardından, Sobhuza’nın oğullarından III. Mswati 25 Nisan 1986’da tahta çıkmıştır ve 30 yılı aşkın bir süredir ülkenin kralıdır. Kral, 19 Nisan 2018’de, Svaziland Krallığı’nın ve bağımsızlığın 50. yıl dönümünde ülkenin adının Esvatini Krallığı olarak değiştirildiğini ilan etmiştir. Ülkeye Svazi dilinde “Svazilerin ülkesi” anlamına gelen Esvatini isminin verilmesindeki en önemli gerekçe olarak, İsviçre’nin uluslararası platformlardaki kullanımı olan Switzerland ile Svaziland’ın karıştırılması gösterilmiştir.

Siyasi Yapı

20. yüzyılın başlarında İngiltere tarafından “himaye” altına alınan ve 1968 yılında bağımsızlığını ilan eden Esvatini, mutlak monarşi ile yönetilen dünyadaki az sayıda krallıktan biridir. Devlet yönetiminin başında kral ve ana kraliçe bulunmaktadır. Kral III. Mswati 1986 yılından bu yana ülkeyi yönetmektedir.

Ülkedeki hükümet ve parlamentonun yetkileri sınırlı olup krallık üzerinde herhangi bir bağlayıcı nitelikleri yoktur. Başbakan, milletvekilleri arasından kral ve kraliçe tarafından seçilmekte, başbakanın meclis üyeleri içerisinden belirlediği hükümet de kral ve kraliçe tarafından onaylanmaktadır. Kral ve kraliçe, başbakanı atamak, hükümeti onaylamak, millet meclisinden 10, senatodan 20 üye seçmek, gerekli gördüğü durumlarda parlamentoyu feshederek ülkeyi erken seçimlere götürmek, kanunları veto edebilmek, yüksek yargı üyelerini atamak gibi son derece geniş yetkilere sahiptir. Buna mukabil, hükümet ve meclisin ülke yönetimine dair yetkileri oldukça semboliktir.

Yasama organı 73 üyeli millet meclisi ve 30 üyeli senatodan oluşmaktadır. Siyasi partinin bulunmadığı ülkede adaylar bağımsız olarak yarışmakta, kral ve kraliçe tarafından atananlar dışındaki üyeler beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmektedir. Ülkede son seçimler Ekim 2018’de gerçekleştirilmiştir.

Ekonomik Durum

Esvatini ekonomisi büyük oranda topraklarının çoğunu çevreleyen Güney Afrika Cumhuriyeti’ne bağımlıdır. Düşük orta gelirli ülkeler sınıfında yer alan Esvatini’de gelir eşitsizliği oldukça yüksektir ve halkın %60’tan fazlası yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. Ticari potansiyeli yüksek olan ülkede ekonomi politikalarının bağımsız hâle gelmesi ve üretimin çeşitlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kronik yoksulluk, %30’lara varan işsizlik ve ekonomik istikrarsızlıklar kadar, halkın dörtte birden fazlasının HIV virüsü taşıyor olması da ülke açısından büyük sorunlara yol açmaktadır. Son 10 yıldaki %2,5’luk ortalama büyüme de kalkınmanın yetersiz seyrettiğini ortaya koymaktadır.

Esvatini’de ekonominin taşıyıcı ayağı hizmet sektörüdür. İstihdamın %60’ı ve millî gelirin yaklaşık yarısı buradan sağlanmaktadır. Geçimlik tarım ise halkın en önemli gelir kaynaklarından biridir. Başlıca tarım ürünleri; şeker kamışı, mısır, narenciye, ananas ve pamuktur. Ayrıca küçük ve büyükbaş hayvancılık da yaygın olarak yapılmaktadır. Sanayi sektöründe ise tekstil, maden, şeker ve gıda işleme sahaları öne çıkmaktadır.

Ülke dış ticarette, diğer alanlarda olduğu gibi Güney Afrika Cumhuriyeti’ne bağımlı durumdadır. Gerek ihracatta gerek ithalattaki payı %80’in üzerinde olan Güney Afrika Cumhuriyeti, Esvatini’nin dış ticaretindeki tek büyük partnerdir. Dış ticaret pazarını çeşitlendirme gayreti içinde olan ülkede başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere yeni pazar arayışları son yıllarda olumlu geri dönüşler vermeye başlamıştır; ayrıca Çin de Esvatini pazarına girmeye başlamıştır. Dış ticaretteki payları yüksek olmamakla birlikte diğer partner ülkeler Kenya, Hindistan, Nijerya ve Mozambik’tir. Ülkenin toplam dış ticaret hacmi son yıllarda 3 ila 4 milyar dolar aralığında seyretmekte olup 2017 yılında 1,8 milyar doları ihracat, 1,6 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 3,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Esvatini’nin bölge ülkeleri arasında kurulan iki ayrı gümrük birliğine üye olması, bölgesel ticaretini çeşitlendirme ve arttırma noktasında önemli bir avantaj sunmaktadır. Bunlardan birincisi Güney Afrika Cumhuriyet, Namibya, Botsvana ve Lesotho ile birlikte Esvatini’den oluşan Güney Afrika Gümrük Birliği’dir (Southern African Customs Union-SACU). Birlik üyeleri arasındaki ticaret, gümrük vergisinden muaftır. Esvatini’nin dâhil olduğu diğer birlik ise 15 bölge ülkesinin yer aldığı Güney Afrika Kalkınma Birliği’dir (Southern African Development Community-SADC). Birlik üyelerinin tamamına yakını arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunuyor olması, bölgesel ticaret açısından son derece önemlidir. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi önümüzdeki yıllarda gerek Esvatini gerekse diğer bölge ülkeleri açısından hayati önem taşımaktadır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Esvatini arasındaki ilişkiler oldukça sınırlı düzeydedir. Nüfus ve yüz ölçümü bakımından küçük bir ülke olan Esvatini’nin ülkemizde yeterince tanınmadığı bir gerçektir. Türkiye’nin Pretorya (Güney Afrika Cumhuriyeti) Büyükelçiliği Esvatini’ye, Esvatini’nin Brüksel (Belçika) Büyükelçiliği de Türkiye’ye akreditedir. Ayrıca her iki ülkenin başkentlerinde birer fahri konsolosluğu bulunmaktadır. Bugüne kadar devletler arasında başkanlık düzeyinde üst düzey bir ziyaret gerçekleşmemiştir. İki ülke arasında başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi adına son yıllarda yapıcı adımlar atılmıştır. Özellikle Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi için girişimler devam etmekte ve ilişkilerin hukuki altyapılarının hazırlıkları sürmektedir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler de bu bağlamda henüz sembolik düzeyde seyretmektedir. Türkiye’nin Esvatini’ye yönelik ihracatının büyük oranda Güney Afrika Cumhuriyeti üzerinden sağlanıyor olması sebebiyle resmî rakamların zaten düşük düzeydeki ticaret hacminin daha da düşük gözükmesine yol açtığı bilinmektedir. Öte yandan özellikle hazır giyim ürünleri üzerinden bavul ticareti de yapılmaktadır. Son olarak 2018 yılında iki ülke arasında tamamına yakını Türkiye’den Esvatini’ye ihracat şeklinde 1,3 milyon dolarlık bir ticaret hacmi gerçekleşmiştir. Türkiye’den Esvatini’ye ihraç edilen başlıca ürünler; mermer, tekstil ürünleri, tıbbi ilaç ve mayalardır. Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyeti ile Serbest Ticaret Anlaşması’nın hayata geçirilmesi hâlinde bu gelişmenin Esvatini ile ticari ilişkilere de doğrudan yansıyacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye’nin bölgede TİKA aracılığı ile gerçekleştirdiği araştırma ve incelemeler, ülkenin kalkınması, alan eğitimi ve nitelikli iş gücünün arttırılması gibi konularda önemli katkılar sağlamaktadır. Öte yandan Türkiye Bursları kapsamında Esvatinili öğrencilere 2007 yılından bu yana burs verilerek eğitimlerini ülkemizde sürdürme imkânı tanınmaktadır.

Müslümanların Durumu

Esvatini topraklarının İslamiyet’le bilinen ilk teması, 19. yüzyılın sonlarında bölgedeki işgalci İngiltere’nin diğer sömürgelerinden getirdiği Müslüman işçiler aracılığıyla kurulmuştur. O tarihten itibaren özellikle şehirlerde ve ticaret alanlarında Müslümanlar yoğunlaşırken, kırsal alanlarda bugün dahi İslamiyet yaygın değildir. Hint coğrafyasından bölgeye getirilen işçilerin bir kısmı Müslümanlardan, kalan kısmı ise Hindu ve Budistlerden oluşmuştur. Bugün ülkedeki Müslümanların çok büyük bir kısmını ülkeye göç yoluyla gelen bu Asya kökenli Müslümanlar, geri kalan kısmını ise yerli Müslümanlar teşkil etmektedir.

Günümüzde ülke nüfusunun %85 kadarını Hristiyanlar oluştururken geri kalan %15’lik kesim içerisindeki Müslümanların oranını kesin olarak tespit edebilmek mümkün değildir. Ancak ülke Müslümanları ve bölgede çalışma yapan İslami kuruluşlar, bu oranın %5 civarında olduğunu ifade etmektedir.

Ülkede sayıları 75.000 civarında olan Müslümanlar arasında Asya kökenli olanlar ticaretle uğraştıklarından ekonomik olarak görece daha iyi durumdadırlar ancak yerli Müslümanların sosyoekonomik şartları oldukça düşüktür. Ülke nüfusunun yarısından fazlasının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Esvatini’de, Müslümanlar da bu kronik sorunlarla doğrudan muhataptır. Suç oranı, uyuşturucu bağımlılığı ve AIDS oranlarının da oldukça yüksek olduğu ülkede, geleneksel inançlar Hristiyanlık ile iç içe geçmiştir ve inanç değişikliği kabile büyüğünün iznine tabidir. Böyle bir ortamda ülkedeki Müslümanların en önemli ihtiyaçları öncelikle sağlıklı bir temel eğitimle birlikte din eğitimidir. Hâlihazırda ülkede yükseköğretim düzeyinde İslami eğitim veren bir kurum bulunmadığından, Müslüman gençler bu ihtiyacı yurt dışı eğitimi ile karşılamaktadır. Ülkenin gerek siyasi gerekse ekonomik açıdan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne bağımlı olması da ülke Müslümanları açısından büyük bir handikap doğurmaktadır. Bu açıdan İslam coğrafyasının Esvatini’ye yönelik sınırlı ilgisinin artması ve bu ilginin kalıcı ve sürdürülebilir çalışmalara dönüştürülmesi elzemdir.