Temel Göstergeler
Resmi AdıSri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiParlamenter Demokrasi
Bağımsızlık Tarihi4 Şubat 1948 (İngiltere’den)
BaşkentKolombo (750 bin)
Yüzölçümü65.610 km2
Nüfusu21.5 milyon (2017)
Nüfusun Etnik Dağılımı%74Sinhala, %13 Sri Lanka Tamilleri, %5,5 Hint Tamilleri, %7 Moor (Müslüman topluluk) ve diğerleri
İklimiHâkim iklim tropikal muson iklimidir, yüksek miktarda yağış görülür.
Coğrafi KonumuGüney Asya'da, Hindistan'ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu'nda bulunan bir ada ülkesidir.
KomşularıÜlke Hint Okyanusu ile çevrilidir.
DilSeylanca, Tamilce
Din%76 Budist, %10 Müslüman, %7 Hindu, %6 Hristiyan
Ortalama Yaşam Süresi76.5 yıl (2015)
Okuma-Yazma Oranı%92.6 (2015)
Millî Gelir87.5 milyar dolar (2017 IMF)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir4.085 dolar (2017 IMF)
Para BirimiSri Lanka Rupisi
İşsizlik Oranı%4 (2017)
Yoksulluk Oranı%6.7
Enflasyon Oranı%6.5 (2017)
Reel Büyüme Hızı%4.5 (2017)
Başlıca Ticaret OrtaklarıÇin, Hindistan, ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, BAE, Singapur, Japonya, Malezya, Tayland
İhracat ÜrünleriÇay, hazır giyim, tekstil ve örme ürünleri, petrol yağları, tarçın, lastik
İthalat ÜrünleriPetrol yağları, altın, tekstil ürünleri, ham petrol, motorlu taşıtlar, çimento, telefon cihazları, ilaç, hava taşıtları, buğday, pirinç, temel gıda ürünleri

Ülke Tarihi

İslam tarihi kaynaklarında önce Serendîb, daha sonra da Seylan adıyla tanınan Sri Lanka, Hindistan’ın güneydoğusunda, Hint Okyanusu’nda bulunan bir ada devletidir. Sri Lanka’nın bugünkü sakinleri, M.Ö. 5. yüzyılda Kuzey Hindistan’dan gelip bölgeye yerleşen Hint-Ârî ırktan Sinhalîler ve M.Ö. 3. yüzyılda Güney Hindistan’dan gelen Dravidî Tamillerdir. Zamanla ada toplumu, Hint kültürüne yakın fakat ondan farklı bir kimlik ve kültür oluşturmuştur.

M.Ö. 3. yüzyılın sonlarında adanın kuzeyinde kurulan Sinhalî Krallığı bölgede Budizm’i yaymış ve varlığını yüzyıllar boyu devam ettirmiştir. 10. yüzyılda Güney Hindistan’daki Tamil Krallığı tarafından yıkılan devlet, 11. yüzyılda yeniden hakimiyeti ele geçirmiş ve en parlak devrini 12. yüzyılda yaşamıştır. Sonraki yüzyılda Güney Hindistan’dan gelen yeni Tamil göçleri ile krallık eski gücünü kaybetmişse de varlığını bir süre daha sürdürmüştür. Bununla birlikte adanın orta kesimlerinde yine Sinhalîler tarafından ayrı bir krallık daha kurulmuştur.

Sahip olduğu jeostratejik konum sebebiyle yüzyıllar boyunca uluslararası ticaret güzergahında önemli bir rol üstlenen Sri Lanka, 16. yüzyılın başlarında Portekiz’in sömürge faaliyetlerine muhatap olmuş ve adanın kontrolünü uzunca bir süre ellerinde tutmuşlardır. 17. yüzyılın ortalarında ise Tamillerle de işbirliği yapan Hollanda, adadaki Portekiz hakimiyetine son vererek onların yerini almıştır. Yaklaşık bir buçuk asırlık Portekiz ve bir buçuk asırlık Hollanda hakimiyetinden sonra 1802’de Sri Lanka’nın hakimiyeti İngiltere’ye devredilmiş ve adada üçüncü bir sömürgeci güç hüküm sürmeye başlamıştır. Portekiz ve Hollanda yönetimlerinin tarçın üretimine verdiği öneme mukabil, İngiliz sömürge yönetiminde ada çay, kahve, kauçuk ve Hindistan cevizi üretimine yöneltilmiştir. Bu yüzyıllarda adada sürdürülen misyonerlik faaliyetleri ülke sathında başarılı olamamışsa da, nüfusun bir bölümü Hristiyanlaştırılmıştır.

20. yüzyılın başlarında Budist Sinhalî unsurların başı çektiği bağımsızlık mücadeleleri görülmeye başlanmış, 1931 yılında yapılan seçim ve hazırlanan anayasa ile Sri Lanka’ya özerklik tanınmıştır. Bu İngiliz sömürge toprakları içerisindeki ilk uygulama olması bakımından da önemli bir gelişme olarak tarihe geçmiştir. Özerkliğin sınırları 1944 yılında daha da genişletilmiş ve nihayet 4 Şubat 1948 tarihinde adaya Seylan adıyla İngiliz Milletler Topluluğu içinde bağımsızlık verilmiştir.

Bağımsızlığın ardından ülkenin iki ana etnik unsuru Sinhalîler ve Tamiller arasındaki gerginlik ve kriz ortamı kesintisiz devam etmiştir. Özellikle devletin resmî dilinin Sinhalîce olması gerginliği daha da arttırmış ve bunun üzerine Tamilce de resmî dil olarak kabul edilmiştir.

22 Mayıs 1972’de kabul edilen yeni anayasa ile devletin ismi Sri Lanka olarak değiştirilmiş, bunu 1977’de başkanlık sistemine geçişi sağlayan bir başka anayasa değişikliği takip etmiştir. Ancak ülkedeki etnik çatışma ortamı her geçen yıl daha da artmış ve özellikle 1980’li yıllarda binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar yaşanmıştır. Ülkede ayrılıkçı Tamil Kaplanları ile ülke yönetimi arasında uzun yıllar devam eden iç savaş 2009 yılında hükümet güçlerinin kontrolü ele geçirmesine kadar devam etmiştir.

Siyasî Yapı

1948 yılında Seylan adıyla bağımsızlığını ilan eden devlet, 1972’de Sri Lanka adını almıştır. Ülke yönetiminin başında hükümetin ve devletin başı konumundaki cumhurbaşkanı, daha sonra başbakan ve hükümet bulunmaktadır. Devlet başkanı 6 yılda bir yapılan demokratik seçimlerle iş başına gelmektedir. Hükümet de yine devlet başkanı tarafından oluşturulmaktadır. Yerel yönetim ve eyalet seçimlerinde kadın aday kotası bulunmaktadır. 225 Üyeli meclisin görev süresi de devlet başkanı gibi 6 yıldır.Ülke idarî açıdan 9 eyalete ve eyaletlerin alt birimleri olan toplamda 25 bölgeye ayrılmıştır.Bu eyaletler Merkez, Kuzey, Güney, Doğu, Batı, Kuzey Merkez, Kuzeybatı, Sabaragamuwa ve Uwa’dır.

2005 ve 2010 yıllarında yapılan seçimleri kazanan MahindaRajapaksa 10 yıl süreyle ülkeyi yönetmiş, 8 Ocak 2015 tarihindeyapılan seçimlerde %47.5 oranında oy almasına karşın, seçimin kazananı %51.2’lik oy oranına ulaşan MaithripalaSirisenaolmuştur. Sirisena o tarihten bu yana devlet başkanlığı görevini sürdürmektedir.

Ekonomik Durum

Gelişmekte olan bir ülke konumundaki Sri Lanka’da ekonomi büyük oranda ticarete dayalıdır. Son yıllarda istikrarlı bir büyüme trendi yakalanırken, bunun önümüzdeki yıllarda artan bir ivmeyle sürmesi beklenmektedir. Ancak ülke uzun yıllar devam eden iç savaş ve 2004 yılında gerçekleşen tsunami felaketinin olumsuz etkilerini hala bertaraf edebilmiş değildir.

Millî gelirin yaklaşık %60’ını hizmet sektörü oluştururken, %20’den fazlasınıda imalat sanayii oluşturmaktadır. İmalat sektörü büyük orada ihracata dayalı üretim yapmakta, bu üretimde hazır giyim başı çekmektedir. Tarım sektörünün ekonomideki payında azalma görülmekle birlikte, başta çay üretimi olmak üzere ülkede istihdamın %30’dan fazlası hala tarım sektöründen karşılanmaktadır.

Ülke dış ticarette de 2000’li yılların başlarında yakaladığı ivmeyi 2010’lu yıllara kadar sürdürmüş ve son yıllarda da bu seviyeyi muhafaza etmiştir. 2005 yılında 14.4 milyar dolar seviyesindeki dış ticaret hacmi, ihracat ve ithalattaki dengeli artışlarla 2011 yılında 30 milyar dolar bandını yakalamış ve bu ortalama ile devam etmiştir. Son olarak 2017 yılında 11.7 milyar doları ihracat, 21.3 milyar doları ithalat olmak üzere 33 milyar dolarlık bir dış ticaret oranı gerçekleşmiştir. Ülkenin temel ihraç ürünü çay ve hazır giyimdir. İthalatta ise petrol yağları, ham petrol, altın, tekstil ürünleri, motorlu araçlar, çimento, telefon cihazları ve ilaçlar başı çekmektedir. İhracatın dörtte biri tek başına ABD’ye gerçekleştirilirken, ithalatta Çin ve Hindistan’ın payı %40’lar seviyesindedir. Sri Lanka’nın dış ticaretindeki diğer ana aktörler İngiltere, BAE, Almanya, İtalya, Singapur ve Japonya’dır.

Devletin ekonomideki etkinliği üst düzeydedir. Ülke topraklarının %90’ı kamuya ait olup ülkede 1 milyondan fazla kamu çalışanı bulunmaktadır ki oransal olarak Sri Lanka bu bakımdan Asya ülkeleri içinde en üst sıralardadır.

Coğrafî şekli sebebiyle eski dönemlerden beri “Hint Okyanusu’nun İncisi” olarak anılan Sri Lanka, feldspat, grafit, silisyum (silika), kaolin, mika, toryum ve ilmenit gibi mineraller ve başta mavi safir taşı olmak üzere değerli taşlar açısından zengindir.Tropik ormanlar ve bol su kaynakları da Sri Lanka’nın sahip olduğu diğer doğal zenginliklerdir. Öte yandan Mannar Körfezi’nde tespit edilen petrol rezervlerinin önümüzdeki dönemde çıkartılmaya başlanması planlanmaktadır.

Küçük bir ada ülkesi olmasına karşın 22 milyon insanın yaşadığı Sri Lanka’da genç nüfus oranı düşüktür. Kentleşme oranının da benzer şekilde düşük olduğu ülkede, nüfusun %80’i kırsal kesimde yaşamaktadır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Sri Lanka arasındaki ilişkiler genel olarak olumludur. Ancak derin tarihî ve kültürel bağlarına karşın son yıllara kadar zayıf düzeyde seyreden Türkiye-Hindistan ilişkileri doğal olarak Sri Lanka ile olan ilişkilerde de görülmektedir.

2004 yılında Hint Okyanusu’nda gerçekleşen ve Sri Lanka’yı olumsuz etkileyen tsunami felaketi sonrasında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın başbakan sıfatıyla gerçekleştirdiği 2005 tarihli ziyaret iki ülke arasında devlet başkanlığı düzeyindeki ilk ziyaret olarak kayıtlara geçmiştir. Daha sonra dönemin Sri Lanka Devlet Başkanı MahindaRajapaksa da 2008 yılında, benzer şekilde Sri Lanka’dan ülkemize yapılan ilk üst düzey ziyareti gerçekleştirmiştir. Takip eden yıllarda, 2012’de Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçiliği’ni, 2013’te de Türkiye’nin Kolombo Büyükelçiliği’ni açması ile ikili ilişkilerdeki olumlu hava daha da güçlendirilmiştir.

İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2000’li yılların başlarında hızlı bir artış gösterdikten sonra, 2010’lu yıllarda yıllık 100-200 milyon dolar aralığında dengeli bir seyir takip etmektedir. Bu kapsamda, iki ülke arasındaki 2002 yılında 27 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2007 yılında 98 milyon dolara, 2010 yılında da tarihindeki en yüksek seviye olan 188 milyon dolara yükselmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi son olarak 2017 yılında 185 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sri Lanka’nın başlıca ihraç ürünü olan çay, Türkiye’ye yönelik ihracatında da başı çekmektedir. Türkiye’nin Sri Lanka’dan aldığı diğer başlıca mallar, iplik, tekstil ürünleri, kullanılmış dış lastik, kömür, tabii mineral maddelerdir. Buna karşın Sri Lanka Türkiye’den mensucat ürünleri, deri ve kösele ürünleri, mayalar, kara taşıtları aksamı, mermer, karbonat, pamuk, buzdolabı ve derin dondurucu gibi ürünler ithal etmektedir. Halihazırda Sri Lanka’da 7 Türk firması faaliyet göstermektedir.

Müslümanların Durumu

Morolar olarak bilinen ülke Müslümanları, kendi soylarını 8. yüzyıldan itibaren buraya ticaret sebebiyle gelip yerleşen Araplara dayandırmaktadır. Moroların Hindistan’dan geldikleri ve Tamil kökenli oldukları yönünde ikinci bir iddia da bulunmaktaysa da Morolar kendilerini Arap kökenli kabul etmektedirler. Ayrıca bölgeye İngiliz sömürge döneminde Güneydoğu Asya topraklarından, Cava ve Malezya’dan getirilen Müslümanlar da, Sri Lanka’daki Müslümanların varlığına eklenmiştir.

16. yüzyıldan itibaren adada önce Portekiz, ardından Hollanda tarafından sürdürülen sömürge faaliyetleri boyunca Müslümanlar büyük sıkıntılar yaşamış, liman şehirlerinden uzaklaştırılarak iç bölgelere sürülen Müslümanlar ticarî yaşamın dışına itilmiştir. Sürdürülen misyonerlik faaliyetleriyle ada halkının Hristiyanlaştırılması hedeflenmiş, Müslümanların dinî özgürlükleri kısıtlanmış, evlilik, sünnet, cenaze gibi toplu törenler yasaklanmıştır. Bu süreçte başta Hindistan olmak üzere adaya dışarıdan Müslüman girişi engellenirken, Müslümanların da yaşadıkları bölgelerden dışarı çıkmalarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Sri Lanka’daki üçüncü sömürgeci güç olan İngiltere ise adadaki bu uygulamalarda nisbî iyileştirmeler yapmıştır. Adadaki Müslüman halk, özellikle Sultan 2. Abdülhamid döneminde hilafet makamına olan bağlılıklarını her fırsatta göstermiş, Sultan’ın tahta çıkış yıldönümünde ülkede merasimler düzenlenmiş, Balkan Savaşı’nda yaşanan mağlubiyet ve Hicaz Demiryolu projesi için yardımlar toplanarak İstanbul’a gönderilmiş, fes giymek ve efendi lakabı taşımak yaygınlaşmıştır.

Kesin oranı bilinmemekle birlikte günümüzde Sri Lanka nüfusunun yaklaşık %10’unun Müslüman olduğu tahmin edilmektedir ki bu da ülkede 2 milyonun üzerinde bir Müslümanın varlığına işaret etmektedir.Müslümanlar ülkenin her yanına dağılmış olmakla birlikte daha çok doğu kesimlerinde yaşamaktadır. Küçük bir bölümü Şiî olan unsurların dışında ülkedeki Müslümanların büyük çoğunluğu Şafiî ve Hanefî mezhebine mensuptur. Ülkede 1000’den fazla cami ve İslam toplumuna ait zengin bir kültür ortamı bulunmaktadır. Öte yandan önceki dönemlerden bu yana ülkede görev yapan 200’ü aşkın kadı mahkemesi, Müslümanların evlilik ve boşanma işlemlerinde, kararları ülkenin hukuk sistemi tarafından denetlenen bir çeşit danışmanlık misyonu üstlenmişlerdir.

Ülkede bağımsızlık sürecinde Sinhali ve Tamil unsurları arasında yaşanan krizde tarafsız kalan Müslümanlar, bugün de ülke içerisinde dengeli bir duruş sergilemiştir ve bugünde ülke siyasetindeki bu tavrını muhafaza etmektedir. Buna paralel olarak günümüzde Sri Lanka’da Müslümanlara ait pek çok vakıf ve dernek faaliyet göstermektedir.