Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Peru Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Başkanlık tipi demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 28 Temmuz 1821 (İspanya’dan) |
Başkent | Lima (10,5 milyon) |
Yüzölçümü | 1.285.216 km2 |
Nüfusu | 32,5 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %60 Melezler, %26 Yerliler, %6 Avrupa kökenliler, %3,5 Afrika kökenliler, %4,5 diğerleri |
İklimi | Kıyı bölgeleri ve kuzey kesimlerde ılıman ve nemli bir iklim hâkimken, dağlık ve iç kesimlerde yazları yüksek sıcaklık, kışları yağışlı ve soğuk hava hâkimdir. |
Coğrafi Konumu | Güney Amerika kıtasının kuzeybatısında yer alan Peru, batıdan Pasifik Okyanusu karadan ise saat yönünde Ekvador, Kolombiya, Brezilya, Bolivya ve Şili ile çevrilidir. |
Komşuları | Brezilya (2.659 km), Ekvador (1.529 km), Kolombiya (1.494 km), Bolivya (1.212 km), Şili (168 km), kıyı şeridi (2.414 km) |
Dil | İspanyolca, Quechua, Aymara ve diğer yerel diller |
Din | %90 Hristiyan, %5 ateist, %5 diğer inançlar |
Ortalama Yaşam Süresi | 74,2 yıl (2018) |
Okuma-Yazma Oranı | %94,2 (2016) |
Para Birimi | Nuevo Sol |
Millî Gelir | 225,203 milyar dolar (2018 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 7.002 dolar (2018 IMF) |
İşsizlik Oranı | %6,9 (2017) |
Enflasyon Oranı | %2,8 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %2,5 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %22,4 (2017) |
İhracat Ürünleri | Meyve ve kuruyemiş, halı, deri, yün, pamuk, tohumlar, taş kömürü, reçine, dökme veya hurda demir, sabun taşı |
İthalat Ürünleri | Ham petrol ve petrol yağları, telefon cihazları, otomobil, motorlu taşıtlar, otomatik bilgi işlem makineleri, soya fasulyesi, mısır, buğday, ilaç, monitör ve TV alıcıları. |
Başlıca Ticaret Ortakları | Bakır cevheri ve rafine edilmiş bakır alaşımları, altın, çinko, petrol yağ ve gazları, kurşun, kara ve deniz canlılarının etleri, meyve çeşitleri, kahve, molibden, demir. |
Ülke Tarihi
İnsanlık tarihinin en köklü medeniyetlerinden bazılarına ev sahipliği yapan Güney Amerika ve özelde Peru topraklarında bilinen ilk insan yerleşimleri MÖ 10.000’li yıllara kadar gitmektedir. Ancak bölgede varlığı bilinen ilk topluluk olan Norte Chicolar MÖ 2.000’li yıllara tarihlendirilmektedir. Daha sonra bölgede MÖ 1500’lü yıllardan itibaren Chavin kültürü gelişmiştir. İlerleyen dönemde bölgede Paracas, Nazca, Wari, Chimu ve Mochica gibi topluluklar varlık göstermiştir ki, bu unsurlar bölge tarihinde Pre-İnka kültürleri olarak kabul edilmektedir. Özellikle Chimu kültürü 1150-1450 yılları arasında oldukça etkili olmuştur.
15. yüzyılın ortalarında tarih sahnesine çıkan İnka İmparatorluğu ise sömürge dönemi öncesi Amerika kıtasının en büyük imparatorluğu olmuştur. Öyle ki zirve döneminde 2 milyon kilometrekareden büyük bir alana ve yaklaşık 20 milyon nüfusa sahip olan imparatorluk, Güney Amerika kıtasının büyük bir bölümünü hâkimiyeti altına almış, ancak başta İspanya olmak üzere Avrupalı sömürge güçlerinin kıtayı istila etmeye başlaması ile 16. yüzyılın ortalarında yıkılmış ve onlardan kalan zengin medeniyet birikimleri de büyük oranda talan edilmiştir. İspanyollar Peru topraklarına ilk olarak 1530’larda girmiş, 1570’lerde bölgenin tamamen İspanyol hâkimiyeti altına alınması ile birlikte, Peru’nun başta altın ve gümüş olmak üzere zengin maden yatakları sömürülmeye başlanmış, yerli halk madenlerde köle olarak kullanılmış, iş gücünün yetersiz görülmesi üzerine Afrika’daki diğer sömürgelerden getirilen köleler bölgeye yerleştirilmiştir. Misyonerlik faaliyetleriyle de halkın zorla Hristiyanlaştırılması için büyük çaba sarf edilmiştir.
Kıtanın genelinde olduğu gibi Peru’daki bağımsızlık süreci de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde başlamış, 1821 yılında Jose de Sen Martin ve Simon Bolivar liderliğinde bağımsızlık ilan edilmiştir. Bağımsızlığı takip eden süreç, yüzyılın sonlarına kadar siyasi mücadeleler, iç savaşlar ve sınır anlaşmazlıkları sebebiyle bölge ülkeleriyle girilen savaşlarla geçmiştir. Özellikle Şili ile 1879-1884 yılları arasında devam eden savaşın gerekçesi olan sınır anlaşmazlığı, ancak çok daha ileri bir tarihte, 1929 yılında imzalanan anlaşma ile son bulabilmiştir. 20. yüzyılda ve bilhassa 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde ise ülke, askerî darbeler ve cunta yönetimleri ile karşı karşıya kalmıştır. 1948’de Manuel Odria ve 1968’de Juan Velasco Alvarado darbeleri ülke siyasi tarihinin önemli köşe taşlarındandır. 12 yıllık askerî yönetimin ardından 1980’de yeniden demokratik düzene geçilmiş olsa da Peru’da devlet yönetimindeki çalkantılar ve siyasi istikrarsızlıklar devam etmiştir. 1990’lı yıllarda Ekvador ile yaşanan sınır anlaşmazlıkları, başarısız darbe girişimleri, terör olayları ve siyasi istikrarsızlıklar sürmüştür. Alberto Fujimori yönetimindeki 1990’lı yılların ardından 21. yüzyılın ilk çeyreği Peru için yeniden toparlanma ve dışa açılım süreci olarak yaşanmaktadır.
Siyasi Yapı
Bağımsızlığının 200. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Peru, başkanlık tipi demokrasi ile yönetilmektedir. 1993 yılından bu yana yürürlükte olan anayasaya göre devlet başkanı beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle ve tek sefere mahsus olmak üzere göreve gelmektedir. Ancak devlet başkanları üst üste olmamak kaydıyla ikinci kez görev yapabilmektedir. Devlet başkanı, yürütme erkinin başında yer almakta ve devlet yönetimine ilişkin belirleyici yetkileri kullanmaktadır. Ancak ülkede sembolik bir başbakanlık makamı da bulunmakta olup başbakan da yine devlet başkanı tarafından atanmaktadır. Yasama organı tek kanatlı ve 130 sandalyeli parlamentodur. Parlamenterler de yine beş yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmektedir. Ülkede son başkanlık ve parlamento seçimleri Nisan 2016’da düzenlenmiş olup bir sonraki seçimlerin Nisan 2021’de yapılması planlanmaktadır. İkinci tura kalan son başkanlık seçimlerini kazanarak Temmuz 2016’da göreve gelen Pedro Pablo Kuczynski’nin Mart 2018’de istifa etmesi üzerine Martín Vizcarra, Peru Devlet Başkanı olarak görevlendirilmiştir. Ülke idari olarak 25 bölgeden oluşmaktadır. Her bölgede dörder yıl görev yapan bir başkan ve yerel bir hükümet bulunmaktadır.
Ekonomik Durum
Peru, 2000’li yıllardan bu yana hızla gelişmekte olan bir ekonomiye sahiptir. Yüzyılın başından itibaren ortalama %4’ün üzerinde bir büyüme oranı tutturulmuş, düşük enflasyon ve işsizlik oranları ile başarılı bir kalkınma süreci takip edilmiştir ki, bu da ülkenin en önemli problemlerinden biri olan yoksulluğun azalma trendine girmesini sağlamıştır. Ancak ülkenin kıyı kesimlerinde sağlanan ekonomik gelişme, iç bölgelere yeterince yansıtılamamıştır ve gelir dağılımındaki eşitsizlik hâlen ciddi bir sorun olarak varlığını muhafaza etmektedir.
Ülke ekonomisinin en önemli taşıyıcı gücü, sahip olduğu zengin maden yataklarıdır. Dünyanın en büyük ikinci gümüş ve bakır üreticisi olan Peru’da ayrıca çinko, altın, demir, kömür, kalay, cıva, petrol, kauçuk, doğal gaz ve fosfat bulunmaktadır. Ülke ayrıca balıkçılık açısından da oldukça zengin okyanus kıyılarına sahiptir. Maden ihracatı, toplam ihracat gelirlerinin %60’tan ve vergi gelirlerinin %30’dan fazlasını karşılamaktadır.
Tarım sektörü ülkenin en önemli geçim kaynaklarından biri olup istihdamın %25’inin karşılandığı bir alandır. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri kahve, kakao, sebze-meyveler, pirinç, patates, mısır, buğday, arpa, soğan ve fasulyedir. Ayrıca kümes hayvancılığı, balıkçılık, sığır ve domuz eti ile süt ve süt ürünleri de ülke için önem taşımaktadır.
Ülkede sanayi sektörü de oldukça canlı olup öne çıkan sahalar maden, kimya, petrol, gıda ve balık işleme, mineral, kauçuk, tekstil, çimento ve demir-çeliktir. Gelişim gösteren bir diğer alan ise inşaattır; özellikle hidroelektrik enerji santralleri son yıllarda ön plandadır.
Peru, son dönemde 10’dan fazla ülkeyle imzaladığı serbest ticaret anlaşması ile dış ticarette önemli bir ivme yakalamıştır. Öte yandan Şili, Kolombiya ve Meksika ile imzalanan Pasifik İttifakı ile bölge ülkeleriyle ve 2009’daki Ticaret Anlaşması’yla da ABD ile yürütülen ticarette büyük artış sağlanmıştır. Böylece 2007 yılında 48 milyar dolar olan toplam dış ticaret hacmi, 2018 yılında 47 milyar doları ihracat, 43 milyar doları ithalat olmak üzere 90 milyar dolara ulaşmıştır.
Ülkedeki toplam ihracatın %25’ten fazlasını bakır cevheri, %15’ten fazlasını ham ve yarı işlenmiş altın karşılamaktadır. Peru’nun en önemli ticaret ortakları, dış ticaretin yarısına yakınını karşılayan ABD ve Çin’dir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye-Peru ilişkileri, iki ülke arasındaki tarihî, kültürel ve coğrafi uzaklığın da etkisi ile yakın geçmişe kadar sınırlı düzeyde devam etmiştir. Son yıllarda Türkiye’nin Latin dünyasına yönelik açılımı ile birlikte Peru ile ilişkiler de belirgin biçimde gelişmektedir. Özellikle karşılıklı olarak vize serbestisi getirilmesi ve THY’nin Peru’ya direkt seferlere başlaması, ilişkilerin canlanmasına katkı sağlamaktadır. İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması yönündeki çalışmalar da sürmektedir.
Türkiye ile Peru arasındaki ilk diplomatik ilişkiler 1950 yılında tesis edilmiştir. İki ülke 2010 yılında karşılıklı olarak büyükelçiliklerini faaliyete açmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin Callao’da, Peru’nun da İstanbul’da birer fahri konsolosluğu bulunmaktadır. İki ülke arasında devlet başkanlığı seviyesindeki tek resmî ziyaret 2016 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilmiştir.
Türkiye ve Peru arasındaki ticari ilişkiler, son yıllarda hareketli olmakla birlikte, 2013 yılında yakalanan 369 milyon dolarlık en yüksek seviye bir daha aşılabilmiş değildir. Son olarak 2018 yılında iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 162,4 milyon doları ihracat, 108,2 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 270,7 milyon dolar olarak gerçeklemiştir. Türkiye’den Peru’ya ihraç edilen başlıca ürünler demir-çelik profiller, inşaat malzemeleri, motorlu taşıtlar, elektrik transformatörleri, pamuk ipliği, balık yağı, kara yolu taşıtları için yedek parçalar ve hazır gıdadır. Peru’dan ithal edilen başlıca ürünlerse çinko, altın, sebze-meyve, et ve sakatat, tohum ve gümüştür.
Müslümanların Durumu
Peru coğrafyasının İslamiyet’le ilk tanışması, İspanyol zulmünden kaçarak Avrupa’dan gelen Endülüslü Müslümanlar aracılığıyla 15. yüzyıl sonlarında gerçekleşmiştir. İzleri kültür ve mimaride günümüze kadar ulaşmakla birlikte o dönemde Peru’ya gelen Müslümanlar zamanla yerli halka karışarak dinî kimliklerini kaybetmişlerdir. Peru’ya ikinci büyük Müslüman göçü ise, 20. yüzyılın ortalarında, başta Filistin, Suriye ve Lübnan olmak üzere Ortadoğu coğrafyasındaki Arap Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Günümüzde Peru’da 5.000 civarında Müslüman yaşamaktadır. Bunların bir kısmını göçmen Müslümanlar, bir kısmını ise ihtida etmiş yerli Müslümanlar oluşturmaktadır. 1980’li yıllardan itibaren Peru’da İslamiyet’e olan ilgi artmaya başlamış, özellikle 11 Eylül olayları sonrasında yaşanan süreç, Peru toplumunda İslamiyet’in araştırılması, tanınması yönündeki çabaları arttırmıştır. Başkent Lima’da kurulan Peru İslam Birliği (Asociación Islámica del Perú) adlı kuruluş, ülke Müslümanlarını temsil eden en önemli yapıdır. Ülkede daha önce açılan iki mescit ve bir okul, imkânların elverişsizliği nedeniyle kapanmış olsa da sonradan Latin Amerika Müslümanlar Birliği (LAMU) tarafından bir cami ve kültür merkezi açılarak hizmete sokulmuştur. Ülkede Müslümanlar tarafından tesis edilen diğer yapılar ise Perulu Müslümanlar Teşkilatı ve İslami Araştırmalar Enstitüsü’dür. Ayrıca Nakşibendî tarikatının da ülkede etkinliği bulunmaktadır.