Temel Göstergeler
Resmi AdıMalta Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiParlamenter demokrasi
Bağımsızlık Tarihi21 Eylül 1964 (İngiltere’den)
BaşkentValetta (8.000)
Yüzölçümü316 km2
Nüfusu490.000 (2019)
Nüfusun Etnik Dağılımı%96 Maltalı, %3 İngiliz, %1 diğer
İklimiAkdeniz iklimi hâkimdir. Kışlar ılık, yazlar sıcaktır.
Coğrafi KonumuGüney Avrupa’da Akdeniz’in ortasında üç büyük, iki küçük adadan oluşan Malta, İtalya’nın Sicilya Adası’nın güneyinde yer almaktadır.
KomşularıMalta’nın hiçbir ülkeye kara sınırı yoktur. Kıyı şeridi 253 km’dir.
DilMaltaca, İngilizce
Din%94 Hristiyan, %4 ateist ve diğer, %2 Müslüman
Ortalama Yaşam Süresi82,7 yıl (2018)
Okuma-Yazma Oranı%94,4 (2015)
Para BirimiAvro
Millî Gelir14,859 milyar dolar (2019 IMF tahmini)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir31.058 dolar (2018 IMF)
İşsizlik Oranı%4,6 (2017)
Enflasyon Oranı%1,3 (2017)
Reel Büyüme Hızı%6,4 (2018)
Yoksulluk Oranı%16,3 (2015)
İhracat ÜrünleriElektronik entegre devreler, petrol yağları, ilaç, bisiklet ve oyuncak, kırtasiye ürünleri, taze ve dondurulmuş balık, taş kömürü yağı
İthalat ÜrünleriPetrol yağ ve gazları, yat ve tekneler, hava araçları, elektronik entegre devreler, binek otomobiller, canlı balık
Başlıca Ticaret OrtaklarıAlmanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Japonya, İspanya, Singapur, ABD, Hollanda

Ülke Tarihi

Malta topraklarındaki insan yerleşimlerinin MÖ 5.000’li yıllarda Sicilya’dan gelenlerle başladığı tahmin edilmektedir. MÖ 10. yüzyıldan itibaren yüzlerce yıl Fenikelilerin önemli ticaret üslerinden biri olan Malta, MÖ 216’da Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir. Malta’daki Roma ve Yunan hâkimiyeti yaklaşık bin yıl devam etmiş, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından adalar Bizans İmparatorluğu altında varlığını sürdürmüştür. Bizans döneminde Malta, önemli bir deniz üssü işlevi görmüştür.

Malta, 870 yılında Ağlebiler tarafından fethedildikten sonra İslam topraklarına katılmıştır. Yaklaşık iki asır devam eden bu yönetim süresince adada Arapça yaygınlaşmış, Müslüman nüfus çoğunluk hâline gelmiş ancak yerli halkın dinî inançlarına müdahale edilmemiştir. 1090 yılında Normanlar adadaki Müslüman hâkimiyetine son vermiş, 1249’da da Müslümanlar adadan tamamen çıkartılmıştır. Ada 1284 yılında Aragonlular, 1410 yılında da Kastilyalılar tarafından ele geçirilmiş ve 16. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar Sicilya Krallığı’na bağlı bir bölge olarak varlığını sürdürmüştür.

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos Adası’ndan çıkartılan şövalyeler, 1530 yılında İspanya Kralı V. Carlos tarafından Malta’ya yerleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren Malta, Akdeniz’in güvenliği açısından Osmanlı için bir sorun teşkil ettiğinden adanın fethedilmesi için seferler düzenlenmeye başlanmıştır. 1540 yılında Turgut Reis’in gerçekleştirdiği akınların ardından 1551’de Sinan Paşa ve Turgut Reis komutasında gerçekleştirilen çıkarma ile Küçük Malta olarak isimlendirilen Gozo (Koza) Adası Osmanlı tarafından ele geçirilmiştir. 1565 yılı Mayıs ayında başlayan ve Eylül ayına kadar devam eden büyük kuşatma ise başarısızlıkla neticelenmiş, adanın fethi gerçekleşmemiştir. 20.000 kadar Osmanlı askerinin şehit düştüğü kuşatma, özellikle Sicilya’dan gelen takviye güçler sebebiyle kaldırılarak donanma İstanbul’a geri dönmüştür. Kuşatmanın ardından büyük oranda tahrip olan ada yeniden tahkim edilmiş, Burgu’nun harabeye dönmesi üzerine bugünkü başkent Valetta şehri kurulmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin adayı ele geçirmeye yönelik hamleleri bundan sonra da devam etmiş, ancak bu girişimler de başarıya ulaşmamış ve böylece Malta Adası’nda bir Osmanlı hâkimiyeti söz konusu olmamıştır.

1798 yılında Napolyon Bonapart tarafından ele geçirilerek Fransa hâkimiyetine giren Malta, 1800 yılında İngilizler tarafından işgal edilmiş, 1814’teki Paris Anlaşması’yla Malta’daki İngiliz hâkimiyeti resmiyet kazanmıştır. Bu tarihten itibaren Malta, İngiltere’nin başta Hindistan olmak üzer uzak coğrafyalarla deniz aşırı ticaretinde önemli bir istasyon görevi görmüştür.

1964 yılında İngiliz Milletler Topluluğu’nun (Commonwealth) bir üyesi olarak bağımsızlığını kazanan Malta’da 1974 yılında cumhuriyet ilan edilmiş, İngiltere 1979 yılına kadar adadaki askerî varlığını sürdürmüştür.

Siyasi Yapı

1964 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanan Malta, parlamenter sistemle yönetilen bir cumhuriyettir. Devlet yönetiminin başında bulunan cumhurbaşkanı, temsilciler meclisi tarafından seçilmekte ve beş yıl süreyle görev yapmaktadır. Nisan 2019’da göreve gelen George Vella, Malta’nın 10. cumhurbaşkanıdır.

Yasama organı 65 sandalyeli temsilciler meclisidir. Meclis üyeleri dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmekte, üye sayısı meclis çoğunluğunun oluşabilmesi adına kimi zaman küçük değişiklikler gösterebilmektedir. Seçimi önde tamamlayan parti lideri cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmak üzere görevlendirilmekte ve daha sonra başbakan olarak hükümete başkanlık etmektedir. Yürütme erki başbakan ve hükümet tarafından temsil edilmektedir. Ülkede son seçimler 2017 yılı Haziran ayında gerçekleştirilmiş ve Joseph Muscat liderliğindeki İşçi Partisi %55 oy ve 37 sandalye ile seçimlerden galip ayrılmıştır. İlk olarak 2013 seçimleri sonrasında başbakanlık görevine gelen Muscat, 2017 seçimlerinde de aynı başarıyı yakalamıştır. Ancak ülkede çıkan yolsuzluk iddiaları üzerine Muscat Ocak 2020’de istifa edeceğini açıklamış ve erken seçim talebinde bulunmuştur.

Bağımsızlığını izleyen ilk yıllarda dış politikada İngiltere ekseninde hareket eden Malta, 1980’li yıllarda Bağlantısızlar Hareketi içinde yer almış, 1990’lardan itibarense Avrupa Birliği (AB) hedefi doğrultusunda bir anlayış benimseyerek 2004 yılında AB’ye üye olmuş ve 2008’de avro bölgesine katılmıştır.

Ekonomik Durum

AB’ye üye olduktan sonra ekonomisini nispi olarak büyüten Malta, yine de hâlihazırda AB’nin en küçük ekonomisine sahiptir. Son 10 yılda yakalanan %5’in üzerindeki ortalama büyüme ile birlikte gayrisafi yurt içi hasıla 15 milyar dolar seviyelerine çıkmıştır. Ülkede kişi başı ortalama yıllık gelir 30.000 doların üzerindedir. Bu bakımdan Malta’daki refah seviyesi Avrupa kıtası ortalamasının üzerindedir.

Ülke ekonomisi büyük oranda turizm, bankacılık, nakliye ve dış ticarete bağlıdır. İstihdamın %75’ten fazlasını ve millî gelirin yaklaşık %90’ını karşılayan hizmet sektöründe öne çıkan sahalar turizm, finans, inşaat, eğlence-oyun ve bilgi teknolojileridir. Sanayi sektörünün ekonomideki payı %15’ler civarında olup öne çıkan sahalar gemi, elektronik, imalat, ilaç, tekstil ve ayakkabıdır. Tarımsal faaliyetler son derece sınırlı olup yetiştirilen ürünler; patates, çiçek, domates ve sebze-meyve çeşitleridir. Ülke, tüketim ihtiyacının ancak dörtte birini üretebilmektedir ve bu açıdan dışa bağımlı konumdadır.

Dış ticarette ülkenin toplam hacmi son yıllarda ortalama 10 milyar dolar civarında seyretmektedir. Son olarak 2018 yılında dış ticaret hacmi 3 milyar doları ihracat, 6,3 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 9,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Malta’nın dış ticaretteki en önemli partnerleri toplam dış ticaretin üçte bire yakınını karşılayan Almanya ve İtalya’dır. Diğer önemli dış ticaret ortaklarıysa; İngiltere, Fransa, Japonya, İspanya, Singapur, ABD ve Hollanda’dır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Malta arasındaki ilişkiler ilk olarak 1967 yılında tesis edilmiştir. Son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkiler siyasi ve ticari alanda giderek güçlenmektedir. Türkiye’nin Valetta Büyükelçiliği 2009’da, Malta’nın Ankara Büyükelçiliği ise 2017 yılında hizmete açılmıştır. Malta’nın ayrıca İstanbul’da bir de konsolosluğu bulunmaktadır. İki ülke arasında bakanlıklar ve heyetler düzeyindeki görüşmeler son yıllarda sıklaşmıştır. 2017 yılında dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın Malta’ya gerçekleştirdiği ziyaret, bu seviyedeki ilk ve tek ziyaret olarak kayıtlara geçmiştir. Malta’nın Türkiye’ye devlet başkanlığı düzeyindeki tek ziyareti ise, 2019 yılı Ocak ayında dönemin cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro Preca tarafından gerçekleştirilmiştir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler son yıllarda genel olarak gelişmeye devam etmekle birlikte, ticaret hacminde dalgalı bir seyir görülmektedir. Karşılıklı ticaret hacmi ilk olarak 2008 yılında 1 milyon dolar seviyesini aşmış ve bunu takip eden yıllarda aralıklarla birkaç kez daha bu rakam tekrarlanmıştır. Ancak bu seviye korunup yükseltilememiş ve son olarak 2018 yılında karşılıklı ticaret hacmi 483.000 doları Türkiye’den Malta’ya ihracat, 35.000 doları ithalat olmak üzere toplamda 519.000 dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Malta’ya ihraç edilen başlıca ürünler; petrol yağları, gemi çeşitleri, yat ve tekneler, taş kömürü yağı ve tütündür. Malta’dan ithal edilen başlıca ürünlerse; hurda demir, plastik eşya, basit elektrik devreleri ve hurda gemidir.

Türkiye ve Malta arasında bugüne kadar yatırımların karşılıklı korunmasını teşvik, çifte vergilendirmeyi önleme, turizm iş birliği, eğitim, kültür ve bilimsel iş birliği gibi anlaşmalar imzalanmış ve son olarak 2015 yılında Türkiye-Malta Ortak Ekonomik ve Ticaret Komisyonu Kurucu Deklarasyonu kabul edilmiştir.

Müslümanların Durumu

İslamiyet’in Malta’daki tarihi 8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Ada 870 yılında Ağlebiler tarafından fethedilerek Müslümanların hâkimiyetine girmişse de daha önce 8 ve 9. yüzyıllarda da Müslümanların Malta’ya yönelik fetih girişimleri olduğu ifade edilmektedir. Bu tarihten itibaren adada Müslümanların sayısı artmış ve zamanla Müslümanlar bölgenin çoğunluk unsuru hâline gelmiştir. 1090 yılında adanın hâkimiyeti Müslümanların elinden çıkmış olmakla birlikte, 13. yüzyılın ortalarına kadar Müslümanlar bölgede yaşamaya devam etmiş, ancak 1249 yılında alınan kararla Müslümanlar Malta’dan çıkartılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin 16. yüzyıldan itibaren Malta’yı fethetmeye yönelik girişimleri nihai anlamda başarıya ulaşamamış, ancak Küçük Malta olarak isimlendirilen Gozo Adası kısa süre Osmanlı hâkimiyeti altında kalmıştır. 1873 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Malta’da yaptırılan Müslüman mezarlığı, Sultan II. Abdülhamid tarafından mescit ve çeşme ile genişletilmiştir. Öte yandan 1. Dünya Savaşı sonrasında 100’den fazla siyasetçi ve fikir adamı, İngiliz işgal kuvvetleri tarafından Malta’ya sürgüne gönderilmiş ve 1919-1921 yılları arasında burada tutulmuştur.

Adada Müslümanların tarihine bakıldığında öne çıkan bir diğer alan ise Müslüman kölelerdir. Yüzlerce yıl boyunca özellikle Afrika kıtasında korsanlık ve köle ticareti yoluyla ele geçirilen Müslüman kölelerin Malta’da çalıştırıldığı bilinse de bu alana dair izler son derece sınırlı ve üstü örtülüdür. 1749 yılında Müslüman köleler tarafından gerçekleştirilen ve başarısızlıkla sonuçlanan isyanın ardından adadaki Müslümanların koşulları daha da zorlaştırılmıştır.

Günümüzde Malta’da yaşayan Müslümanların sayısının 10.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir ki, bu da genel nüfusun yaklaşık %2’sini teşkil etmektedir. Ancak Malta Müslümanları ve bağımsız sivil toplum kuruluşları bu sayının çok daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Özellikle Libya’da yaşanan iç savaş ve kaos sürecinde adaya on binlerce Libyalı mültecinin geldiği bilinmektedir. Mültecilerin ülkede ne kadar süreyle kaldığı ve hâlihazırda ne kadarının ülkede yaşamaya devam ettiği bilinmemektedir. Malta’da Müslümanların sayısına ilişkin verilen en yüksek rakam son yıllarda gelen mültecilerle birlikte toplamda 50.000’i bulmaktadır.

Adadaki Müslümanların büyük çoğunluğu Sünni’dir ve yabancı kökenlidir. Ülkedeki tek resmî cami olan Meryem el-Betül Camii, Paola’da bulunmaktadır. Burada ülkedeki Müslümanlara yönelik faaliyet gösteren bir de İslam Kültür Merkezi yer almaktadır.