Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Madagaskar Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Yarı Başkanlık Sistemi / Demokrasi |
Bağımsızlık Tarihi | 26 Haziran 1960 |
Başkent | Antananarivo (1.3 milyon) |
Yüzölçümü | 587.041 km2 |
Nüfusu | 26.4 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | Ülkede 18 farklı etnik grup bulunur. Bunların en büyüğü Sumatra bölgesinden adaya gelen Malay-Endonezya asıllılardır (en kalabalıkları Merina ve Betsileolar). Ayrıca Arap, Hint, Çin ve Doğu Afrika asıllılar da bulunmakta olup, bunların bir kısmı melezleşmişlerdir. |
İklimi | Kıyı kesimlerinde tropikal iklim hakimdir. İç kesimler ılıman, güney kesimi ise kuraktır. |
Coğrafi Konumu | Hint Okyanusu’nda bulunan Madagaskar, Güney Afrika’da Mozambik’in doğusunda yer alan bir ada ülkesidir. |
Komşuları | Kara sınırı olmayan Madagaskar’ın kıyı şeridi 4.828 km’dir. |
Dil | Fransızca, Merina |
Din | %50 yerel inanışlar, %35 Hristiyanlık, %15 Müslümanlık |
Ortalama Yaşam Süresi | 66.3 yıl (2017) |
Okuma-Yazma Oranı | %64.7 (2015) |
Para Birimi | Ariary |
Millî Gelir | 10.557 milyar dolar (2017 IMF) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 448 dolar (2017 IMF) |
İşsizlik Oranı | %2.1 (2017) |
Enflasyon Oranı | %8.1 (2017) |
Reel Büyüme Hızı | %4.1 (2017) |
Yoksulluk Oranı | %70.7 (2012 verileri) |
İhracat Ürünleri | Nikel, vanilya, karanfil, hazır giyim, kabuklu hayvanlar, kobalt, petrol yağları, titanyum |
İthalat Ürünleri | Petrol yağları, pirinç, ilaç, motorlu taşıtlar, binek otomobiller, palm yağı, kükürt, yün, buğday unu, şeker pancarı, çimento |
Başlıca Ticaret Ortakları | Fransa, ABD, Çin, Hindistan, Almanya, Japonya, Güney Afrika Cumhuriyeti, BAE, Hollanda, Suudî Arabistan |
Ülke Tarihi
Madagaskar topraklarında insan yaşamının izleri ile ilgili veriler, gerek Afrika kıtası gerek dünyanın diğer bölgelerine kıyasla, buradaki yerleşimin oldukça yeni sayılabileceğini göstermektedir. Adaya ilk ayak basanların M.Ö. 4. yüzyılda Doğu Afrika ve Güney Asya yerlileri olduğu tahmin edilmektedir. İlerleyen yüzyıllarda nüfusun artması ile birlikte adada Sakalavalar, Merinalar ve Betsileolar tarafından yerel krallıklar kurulmuştur.
16. yüzyılda Avrupalı sömürgeci güçlerin ilgi alanına giren Madagaskar, önce Hollanda, ardından İngiltere ve Fransa’nın hakimiyet için mücadele ettiği bir bölgeye dönüşmüş, özellikle uluslararası deniz yolu üzerinde olduğundan bir üs olarak kullanılmak istenmiş ve köle ticareti açısından da büyük önem taşımıştır. Fransa, 18. yüzyıl ortalarından itibaren kısmî hakimiyetler kurmuş olsa da,1787 yılında kurulan Merina Krallığı adanın hakimiyetini büyük oranda sağlamış ve 19. yüzyıl sonlarına kadar varlığını sürdürmüştür. Fransa 1890 yılında Madagaskar’ın hakimiyetini ele geçirerek son kraliçe III. Ranavalona’yı Fransız himayesini tanımaya mecbur bırakmış, 1897 yılında kraliçenin Cezayir’e sürülmesi ile Merina Krallığı tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Yarım yüzyıldan uzun bir süre devam eden Fransız işgali boyunca Madagaskar, ülkenin bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sömürüldüğü, halkın baskı ve şiddete maruz bırakıldığı, misyonerlik faaliyetleri ile dinlerini değiştirmeye mecbur edildiği bir sömürge yönetimi tarafından idare edilmiştir. Yine bu dönemde kahve, vanilya, kauçuk, pirinç gibi ürünler sömürülmüş, mika ve grafit gibi madenler tüketilme noktasına getirişmiş, 1915, 1929, 1947 ve 1948 yıllarında sömürge yönetimine yönelik halk isyanları kanlı biçimde bastırılmıştır. Özellikle 1947-48’deki isyanlarda 90 bin Madagaskarlının katledildiği tahmin edilmektedir.
İkinci Dünya Savaşı devam ederken kısa süreliğine İngilizlerin eline geçen ada yönetimi daha sonra tekrar Fransa’ya devredilmiştir. Savaş sonrası süreçte bağımsızlık mücadeleleri ivme kazanmış ve Madagaskar 1958’de Malgaşça Cumhuriyeti adıyla özerk bir cumhuriyet olarak Fransız Ülkeler Topluluğu’na dahil olmuş, iki yıl devam eden bu süreç sonrasında ise 26 Haziran 1960 tarihinde bağımsızlığını kazanmıştır.
Bağımsızlık sonrası ilk yıllar iktidar karşıtı gösterilerle geçmiş, 1975 yılında iktidara gelen Didier Ratsiraka liderliğinde ülkede sosyalist bir yönetim kurulmuş ve devletin adı Demokratik Madagaskar Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. Ekonomik sıkıntılarla geçen ilk Ratsiraka dönemi 1993 yılında gerçekleştirilen ilk çok partili seçimlerle sona ermişse de, dört yıllık Albert Zafy yönetiminin ardından 1997 yılındaki seçimleri kazanan Ratsiraka ikinci kez iktidara gelmiştir.
2001 yılındaki tartışmalı seçimlerin ardından iktidara gelen Marc Ravalomanana, Kasım 2006’daki başarısız darbe girişiminin ardından Aralık 2006’daki seçimleri ikinci kez kazanarak iktidarını korumuştur. 2009 yılında sürgündeki eski devlet başkanı Ratsiraka’nın bir konuşmasını yayımlayan TV Viva’nın kapatılması üzerine başlayan olaylarda, kanalın sahibi ve dönemin başkent Antananarivo Belediye Başkanı olan Andry Rajoelina, askerî kanadın da desteğini alarak kendi başkanlığında bir geçici hükümet kurmuş, bunun üzerine Ravalomanana Güney Afrika Cumhuriyeti’ne kaçmak zorunda kalmıştır. Rajoelina, 2010 yılında gerçekleştirilen anayasa referandumu sonrasında görevini yeni seçimlere kadar sürdüreceğini açıklamış, 2011 yılında gerçekleştirilmesi planlanan seçimler, müteaddit ertelemelerin ardından 2013 yılında iki tur halinde gerçekleştirilebilmiş ve Ocak 2014’te yeni devlet başkanı Hery Rajaonarimampianina olmuştur.
Siyasî Yapı
Madagaskar, yarım yüzyıllık tarihinde siyasî çalkantılara sahne olmuşsa da, anayasal düzlemde çok partili demokratik yönetim biçimini benimsemiş bir cumhuriyettir. Ülke 2013 yılında yapılan seçimlerden bu yana görece daha istikrarlı bir yapıya kavuşmuş görünmektedir. Öte yandan 2015 yılında, sürgündeki eski devlet başkanı Ravalomanana’nın ülkeye dönmesi de, ulusal uzlaşı açısından önemli bir eşik olmuştur.
Ülke başkanlık tipi merkezî yönetime sahiptir. İki kanattan oluşan parlamentoyu, 160 sandalyeli ulusal meclis ve 33 sandalyeli senato teşkil etmektedir. Ulusal meclis üyeleri dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenirken, senato üyelerinin 22’si ülkedeki her bölgeden birer tane olmak üzere seçimle, kalan 11’i de devlet başkanı tarafından belirlenmektedir. Öte yandan ülke idarî açıdan 22 bölge ve 119 ile ayrılmıştır.
Madagaskar, yarım yüzyılı aşkın bir süre devam eden Fransız sömürge yönetiminin etkilerini derinden hissetmekte, siyasî, ekonomik, kültürel ve toplumsal yaşamda Fransız etkisi halen devam etmektedir. Öte yandan sömürge sonrası süreçte yaşanan istikrarsız yönetimler, ekonomik krizler ve darbeler sebebiyle Madagaskar, benzeri pek çok Afrika ülkesinde yaşanan sorunlarla karşı karşıyadır.
Ekonomik Durum
10 milyar dolarlık millî geliri ve 500 doların altındaki kişi başı geliriyle Madagaskar, dünyanın en yoksul ülkelerinden biri konumundadır. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte ülke nüfusunun %70’ten fazlasının yoksulluk, yarısından fazlasının da aşırı fakirliksınırının altında yaşadığı tahmin edilmektedir. Siyasî istikrarsızlıklar, dış müdahaleler, ABD ve IMF politikaları, sömürge döneminden kalan uygulamalar, sermayenin tekelleşmesi, ada ülkesi olunması sebebiyle uluslararası ticarette yaşanan zorluklar ve daha pek çok sorun nedeniyle ülke ekonomisi büyük bir kriz içindedir.
Ülkede en önemli geçim kaynağı, istihdamın %80’i ve millî gelirin üçte birinin karşılandığı tarım sektörüdür. En önemli tarımsal ihraç ürünü olan vanilya, ülke ekonomisi açısından önemlidir zira dünyadaki vanilya üretiminin %80’ini Madagaskar gerçekleştirmektedir. Tarım alanında vanilyadan sonraki diğer önemli ürünler kahve, Hindistan cevizi, şeker kamışı, tütün ve çeşitli baharatlardır. Ülkede balıkçılık ve ormancılık sektörü de önemi gelir ve istihdam kaynaklarındandır.
Madagaskar, başta elmas, altın ve değerli taşlar olmak üzere, petrol, uranyum, nikel, kömür, krom, grafit, mika, kobalt, boksit gibiçok zengin doğal kaynaklara sahiptir. Her ne kadar nikel madeni ihracatta ilk sırada yer alsa da, Madagaskar’ın ekonomik sorunlarını çözmeye fazlasıyla yetecek değerli kaynakların ülkenin menfaatleri doğrultusunda kullanıldığını söylemek oldukça zordur.
Tarım ve madencilik dışında ülke açısından önemli diğer gelir kaynakları turizm ve tekstildir. Dünyanın en büyük dördüncü adası olan Madagaskar, iklimi, denizi ve doğal hayatı ile turizm açısından önemli bir potansiyel barındırmaktadır. Ancak ülkede yaşanan siyasî istikrarsızlıklar ve altyapı yetersizliği nedeniyle bu alanda istenen gelişme bugüne kadar kaydedilememiştir.
Madagaskar dış ticarette ortalama 5-6 milyar dolarlık bir hacme sahiptir. 2017 yılında 3.6 milyar doları ithalat, 2.8 milyar doları ihracat olmak üzere, toplam dış ticaret hacmi 6.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Başlıca ihracat kalemleri nikel, vanilya, karanfil, hazır giyim, kabuklu hayvanlar, kobalt, petrol yağları ve titanyum; başlıca ithalat kalemleri ise motorlu taşıt ve binek araçlar, temel gıda ürünleri, petrol yağları, palm yağı, pirinç, buğday, şeker pancarı, yün, kükürt ve çimentodur. En önemli ticaret ortakları ihracatın %25’ini karşılayan Fransa ve ithalatın %20’sini karşılayan Çin başta olmak üzere, ABD, Almanya, Hollanda, Hindistan, Suudî Arabistan, BAE, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Japonya’dır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye ile Madagaskar arasındaki ilişkiler her bakımdan bir gelişim evresi içerisindedir. Türkiye’nin son yıllarda Afrika ülkeleri ile ilişkileri geliştirme ve kapasite artırımı yönündeki çabaları Madagaskar’da da olumlu neticeler vermektedir. Bu kapsamda Türkiye 2010 yılında Antananarivo Büyükelçiliği’ni hizmete açmış, benzer şekilde Madagaskar yetkilileri de Türkiye’de bir büyükelçilik açma isteklerini resmî olarak dile getirmişlerdir. 20017 yılında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan kalabalık bir bakan heyeti ile Madagaskar’a ziyaret gerçekleştirmiş, ziyarette iki ülke arasında diplomasi, ekonomi ve insanî yardım alanlarında dört ayrı antlaşma imzalanmıştır. Ayrıca çeşitli kamu kuruluşları ve bağımsız sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yürütülen kalkınma projeleri ve insanî yardım faaliyetleri de iki ülke ilişkilerinin güçlenmesi noktasında önemli katkılar sağlamaktadır.
Türkiye ile Madagaskar arasındaki ticarî ilişkiler de son dönemde ivme kazanmıştır. 2000’li yılların başlarında yıllık 3 milyon doları bulmayan ticaret hacmi, 2006 yılında 10, 2010 yılında 28 milyon dolara yükselmiş, son olarak 2017 yılında da 64 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu rakamıntamamına yakını Türkiye’den Madagaskar’a ihracat olarak gerçekleşmektedir. Türkiye’den Madagaskar’a ihraç edilen başlıca ürünler, hububat, demir-çelik, elektronik cihazlar, motorlu taşıtlar; başlıca ithal ürünler ise sebze, deri, baharat ve minerallerdir.
Müslümanların Durumu
Madagaskar coğrafyasının İslamiyet’le ilk tanışması 7. yüzyılda bölgeye gelen Arap tüccar aracılığıyla olmuştur. Ancak burada İslam’ın yaygınlaşması 10.-11. yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Müslümanlar önceleri adanın kuzey kesiminde Komor Adalarına yakın bölgelerde yoğunlaşırken, Doğu Afrika coğrafyasında bu yüzyıllarda kurulan İslam devletleri, adanın Doğu Afrika kıyılarına bakan batı kesimlerinde Müslüman köy ve kasabaların kurulmasına olanak sağlamıştır. Özellikle 14 ve 15. yüzyıllarda bölge Müslümanları en müreffeh zamanlarını yaşamış ve canlı bir ticarî, kültürel, siyasal zemin oluşmuştur. Ancak 16. yüzyılın başlarından itibaren önce Portekiz, ilerleyen yüzyıllarda İngiltere, Fransa ve Hollanda’nın sömürgeci uygulamalarıyla Madagaskar oldukça zorlu bir sürece girmiştir. Özellikle 19. yüzyıl sonlarında başlayan ve 1960 yılındaki bağımsızlığa kadar devam eden Fransız yönetiminde Müslümanlar hem misyoner faaliyetlere, hem de katı sömürge politikalarına maruz kalmıştır.
Günümüzde ülke nüfusunun %10-15’inin Müslüman olduğu tahmin edilmektedir. Ülkedeki yerli Müslümanların dışında İran, Yemen, Hindistan, Komor, Somali ve Tanzanya’dan gelen farklı etnik unsurlara mensup çok sayıda Müslüman da yaşamaktadır. Madagaskar Müslümanları, pek çok Afrika ülkesindeki dindaşlarına nazaran siyasî temsil, inanç hürriyeti ve yapılanma bakımından daha iyi şartlara sahiptir. Ülkenin hemen her yanına yayılmış 50 kadar caminin yanı sıra, Müslümanlara ait okul, hastane gibi yapıların sayısı da artmaktadır. Öte yandan Müslümanlar 250 sandalyeli mecliste 20 milletvekili ile temsil edilmektedir. Bütün bu olumlu gelişmelere karşın, Madagaskar’ın içinde bulunduğu ekonomik zorluklar ve aşırı yoksulluk ülke Müslümanlarının da en önemli sorunlarından biri durumundadır.