Temel Göstergeler
Resmi AdıFransız Polinezyası
Yönetim BiçimiParlamenter demokrasi (Fransa denizaşırı kolektivitesi)
Bağımsızlık Tarihi27 Şubat 2004’te Fransa’dan denizaşırı ülke statüsü ile özerklik kazanmıştır.
BaşkentPapeete (30.000)
Yüzölçümü4.167 km2
Nüfusu300.000 (2020)
Nüfusun Etnik Dağılımı%78 Polinezyalı, %12 Çinli, %10 Fransız ve diğer
İklimiIlıman tropikal iklim hâkimdir.
Coğrafi KonumuBir Okyanusya ülkesi olan Fransız Polinezyası, Güney Pasifik Okyanusu’nda Avustralya ile Güney Amerika kıtasının ortalarında bulunan beş takımadadan oluşmaktadır.
KomşularıBir ada ülkesi olan Fransız Polinezyası’nın hiçbir ülke ile kara sınır yoktur, kıyı şeridi toplam 2.525 km’dir.
DilFransızca (resmî), Tahitice (Polinezyaca) (resmî)
Din%84 Hristiyan, %6 dinsiz, %10 diğer
Ortalama Yaşam Süresi77,9 yıl (2020)
Okuma-Yazma Oranı%98 (2015)
Para BirimiPasifik Frangı
Millî Gelir5,623 milyar dolar (2017 BM)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir19.807 dolar (2017 BM)
İşsizlik Oranı%21,8 (2012)
Enflasyon Oranı%0 (2015)
Reel Büyüme Hızı%2 (2015)
Yoksulluk Oranı%19,7 (2009)
İhracat Ürünleriİnci, taze ve dondurulmuş balık, hava taşıtları, Hindistan cevizi, vanilya, sedef, köpekbalığı eti
İthalat ÜrünleriTemel gıda ürünleri, petrol yağları, makine ve ekipmanlar, otomobil, tıbbi ilaç, yolcu gemileri, hava taşıtları, kümes hayvanı ve sığır eti, telefon cihazları
Başlıca Ticaret OrtaklarıFransa, Japonya, Hong Kong, ABD, Çin, Güney Kore, Singapur

Ülke Tarihi

Fransız Polinezyası’nı oluşturan adalara göçlerin MÖ 2. bin yılda başladığı tahmin edilmektedir. Avrupalı sömürgeciler arasında adaları ilk keşfeden ise 1521 yılında Macellan olmuştur. Takip eden yüzyıllarda adaları İspanyol, Hollandalı, Fransız ve İngiliz sömürgeciler de tespit etmiştir.

1774’ten itibaren adalarda kısa süreli İspanyol yönetimleri kurulmuştur. Yüzyılın sonlarına doğru ise misyonerlik faaliyetleri kapsamında İngiltere’den Protestan kuruluşlar adalara yerleşmeye başlamıştır. 19. yüzyılın ilk çeyreğiyle birlikte halk yoğun misyonerlik faaliyetleriyle zorla Hristiyanlaştırılmaya başlanmıştır. 1830’lardan sonra Fransız Katolik misyonerler de adalara gelmiş, ancak onların adalardan kovulmaları üzerine Fransa, adalara askerî müdahalede bulunmuştur. 1847’de imzalanan sözleşmeyle İngiltere ve Fransa, bölgesel krallıkların yönetimine saygı duyulacağını ilan etmişler ancak ne İngiltere ne de Fransa Pasifik Okyanusu’nda işgal ettikleri bölgelerden çekilmiştir. 1897 yılına gelindiğinde de Fransa adaları ilhak etmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yerel halk Fransa saflarında savaştırılırken, savaş sonrasında Polinezya denizaşırı bölgeye dönüştürülmüş, Polinezyalılara da Fransa vatandaşlığı verilmiştir. 1957 yılında Fransız Polinezyası adı verilen adalar, 1960’lardan itibaren Fransa’nın nükleer denemelerini gerçekleştirdiği bir bölge hâline gelmiştir. 1977 yılında bölgeye verilen özerklik, 1984’te genişletilmiştir. 2003 yılında Fransa’nın denizaşırı kolektivitesi olan adalar; 27 Şubat 2004 tarihinde de denizaşırı özerk ülke statüsü kazanmıştır.

Siyasi Yapı

2003 yılına kadar Fransa’nın denizaşırı toprağı olan Fransız Polinezyası, 28 Mart 2003 tarihinde denizaşırı kolektivite, 27 Şubat 2004 tarihinde denizaşırı ülke statüsü ile özerklik kazanmıştır.

Devlet başkanlığı makamını resmî olarak Fransa cumhurbaşkanı temsil etmektedir. Mayıs 2017’den bu yana bu görevi Emanuel Macron yürütmektedir. Fransa’nın ülkedeki temsilcisi konumunda bulunan cumhuriyet yüksek komiseri beş yıl süre ile görev yapmakta ve Fransa içişleri bakanının tavsiyesi ile cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Hâlihazırda bu görevi Temmuz 2019’dan bu yana Dominique Sorain yürütmektedir.

Ülke yönetiminin başında bulunan devlet başkanı aynı zamanda yürütme organı olan hükümetin de başıdır. Başkan, Fransız Polinezyası Meclisi tarafından beş yıllık bir görev süresi için seçilmektedir. Başkanın oluşturduğu kabine, meclis tarafından onaylanarak göreve başlamaktadır. Ülkede başkanlık görevini 2014 yılındaki erken seçim sonrası göreve gelen ve 2018 seçimlerinden de zaferle ayrılan Edouard Fritch yürütmektedir.

Yasama yetkisi 57 sandalyeli parlamentodur. Milletvekilleri beş yılda bir düzenlenen iki turlu seçimlerle belirlenmekte, ilk turda 38 sandalye orantılı temsil yoluyla ikinci turda diğer 19 sandalye oy oranlarına göre belirlenmektedir. Bunun dışında Fransız Senatosu’na gönderilen iki senatör altı yıl görev yapmakta ve üç yılda bir senatörlerden biri yenilenmektedir. Ayrıca Fransa Ulusal Meclisi’ne de beş yıl süre ile görev yapacak üç milletvekili gönderilmektedir. Ülkede 2018 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen meclis seçimlerini mevcut başkan Edouard Fritch’in liderliğini yürüttüğü liberal Tapura Huiraatira Partisi %48 oy oranı ile önde tamamlamış ve 38 sandalye elde etmiştir. Bir sonraki seçimlerin 2023 yılında yapılması planlanmaktadır. Ülke idari olarak beş birime ayrılmıştır.

Ekonomik Durum

Fransız Polinezyası küçük ama orta derecede gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. Yaklaşık 20.000 dolar civarındaki kişi başı ortalama yıllık gelire rağmen yoksulluk ve işsizlik oranları yüksek seyretmektedir. 1990’ların sonlarından itibaren yüksek büyüme oranları yakalayan Fransız Polinezyası, 2008’de başlayan küresel ekonomik krizden ciddi biçimde etkilenmiş, ancak son yıllarda yeniden toparlanma sürecine girmiştir. Fransa, 2015 yılından itibaren beş yıl boyunca ülkeye yılda 80 milyon avro yatırım ve altyapı desteği sağlamıştır. Ülkenin okyanusun ortasında yer alması ve çok sayıda adaya dağılmış olması ticaret, ulaşım, tedarik ve diğer alanlarda aşılması oldukça zor pek çok soruna neden olmaktadır. Öte yandan sömürge döneminde başta inci, vanilya ve sandal ağacı olmak üzere bölgenin tüm doğal kaynakları sömürülmüş, bir kısmı ise tamamen tüketilmiştir.

Ülke ekonomisi büyük oranda turizm ve geçimlik tarıma dayalıdır. 1960’lı yıllardan itibaren Fransa’nın bölgedeki askerî varlığı da istihdamı şekillendirmiş, ancak 1996 yılında nükleer misyonun tamamlanması ekonomiyi ciddi biçimde etkilemiştir.

Doğal kaynaklar açısından zengin olan ülkenin kobalt, bakır, manganez ve nikel rezervleri yanı sıra kereste, deniz ürünleri ve hidroelektrik açısından da zengin bir potansiyeli vardır.

Ülkenin en önemli gelir kapısı olan turizm sektörü, gelişmiş tesislere ve lüks otellere sahiptir. Turizm ağırlıklı hizmet sektörü, istihdamın üçte ikisini ve GSYİH’nin %80’den fazlasını karşılamaktadır. Ancak 2008 krizinde zarar gören sektör, takip eden yıllarda tekrar istediği seviyeyi yakalayamamıştır.

Ülke dış ticarette sınırlı bir kapasiteye sahiptir. Son yıllarda 1,5 ila 2,5 milyar dolar arasında seyreden dış ticaret hacmi, 2018 yılında 148 milyon doları ihracat, 2,236 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 2,38 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Fransız Polinezyası arasındaki ilişkiler büyük oranda ülkemizin Fransa ile ilişkileri doğrultusunda sürmektedir. İki ülke arasında herhangi bir siyasi misyon ya da diplomatik temas bulunmamaktadır. Fransız Polinezyası için vize işlemleri Fransız Konsolosluğu üzerinden yürütülmektedir. Fransa’ya giriş-çıkış için kullanılan Schengen vizesi ile Fransız Polinezyası’na ya da tam tersi şekilde Fransız Polinezyası için alınan vize ile Fransa’ya giriş-çıkış yapılamamaktadır. Türkiye’den Bora Bora Adası’na yapılan uçuşla başkent Papeete’nin de bulunduğu ülkenin en büyük adası Tahiti’ye geçmek için aktarma yapılması gerekmektedir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler de sembolik düzeydedir. Son yıllarda toplam 1 milyon dolar civarındaki karşılıklı ticaret hacmi büyük oranda Türkiye’den Fransız Polinezyası’na ihracat şeklinde gerçekleşmektedir. Başlıca ihracat ürünlerimiz; demir-çelik ürünler, inşaat malzemeleri, otomobil, plastik eşya ve kauçuk lastiktir.

Müslümanların Durumu

Sınırlı nüfusa sahip küçük bir takımada ülkesi olan Fransız Polinezyası’nda sömürge döneminin doğrudan etkisiyle nüfusun önemli bir bölümü Hristiyan’dır. Ülkedeki Müslümanların sayısı ise 500 ila 1.000 civarındadır. Ülkede son yıllarda Hristiyan nüfusun Müslümanlara yönelik ayrımcı tutumu giderek sertleşmiştir. Nitekim Müslümanların başkent Papeete’de bir ibadethane açma girişimleri, İslam karşıtı protestolara sebep olmuş ve Ekim 2013’te açılan ilk cami, protestoların ardından şehir idaresince kamu güvenliği standartlarını karşılamadığı gerekçesiyle kapatılmıştır. Ancak anayasanın vatandaşlarına ibadet ve toplanma özgürlüğü verdiği hükümetçe onaylanmış ve tartışmalı süreç Müslümanlar tarafından yargıya taşınmıştır. Bu üzücü örnek, son yıllarda Fransa’da giderek tırmanan İslam düşmanlığının ülkenin kıta Avrupa’sından binlerce kilometre uzaktaki denizaşırı bölgesine de sirayet ettiğini göstermektedir.