Temel Göstergeler
Resmi AdıEtiyopya Federal Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiFederalizm
BaşkentAddisAbaba (4.5 milyon)
Yüzölçümü1.127.127 km2
Nüfusu107 milyon
Nüfusun Etnik DağılımıÜlkede 80 civarında etnik unsur bulunmaktadır. Başlıcaları; Oromo %34.5, %27 Amhara, %6.2 Somali, %6.1 Tigray, %4 Sidama, %2.5 Gurage, %2.3 Welaita
İklimiTropikal muson iklimi
Coğrafi KonumuKuzeyinde Eritre ve Cibuti, doğusunda Somali, batısında Sudan ve Güney Sudan, güneyinde Kenya ile komşu olan Etiyopya’nın denize sınırı yoktur.
KomşularıSomali, Kenya, Cibuti, Eritre, Güney Sudan, Sudan
DilAmharca, Oromo, Somalice, Tigrinya, İngilizce
DinOrtodoks Hristiyanlık %40%, Müslümanlık 40%, Protestanlık %17, %3 diğer (Yerel inançlar, Katolik) 
Ortalama Yaşam Süresi61 yıl
Okuma-Yazma Oranı%49 (2015)
Millî Gelir72.3 milyar dolar (2016 Dünya Bankası)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir687 dolar
Para BirimiEtiyopya Birri (ETB)
İşsizlik Oranı%17
Yoksulluk Oranı%29.6 (2014)
Enflasyon Oranı%7.2 (2016)
Reel Büyüme Hızı%7.5 (2017)
Başlıca Ticaret OrtaklarıÇin, ABD, Hindistan, Japonya, İtalya, Türkiye, Somali, Suudî Arabistan, Almanya, Hollanda, BAE, Kuveyt
İhracat ÜrünleriKahve, yağlı tohumlar, çiçek, susam, sebze ve bakliyat ürünleri, altın, canlı hayvan, küçükbaş hayvan eti
İthalat ÜrünleriPetrol yağları, motorlu taşıt, elektrikli cihazlar, palm yağı, tıbbi ilaçlar, binek otomobiller, gübre, demir-çelik ürünleri, buğday

Ülke Tarihi

Etiyopya yalnızca Afrika kıtasının değil tüm dünyanın en eski medeniyet birikimlerinden birine ev sahipliği yapan, köklü devlet geleneğine sahip bir ülkedir. Yapılan arkeolojik kazılarda, Afar bölgesinde 3 milyon yıllık insan iskeletlerine rastlanmıştır ki bu, bilinen tarihî devirlerin çok ötesinde Etiyopya’da insan yerleşiminin bulunduğunu göstermektedir. Etiyopya diğer Afrika ülkelerinin aksine, tarih boyunca hiçbir zaman sömürge olmamıştır.

M.Ö. 8.-1. yüzyıllar arasında bölgede hüküm süren Diamat Krallığı’ndan sonra Etiyopya topraklarında hakimiyet kuran diğer devlet Aksum Krallığı olmuştur. Daha önceki yüzyıllarda Arap Yarımadası’ndan göç ederek Etiyopya’ya gelen topluluklar, ilerleyen devirlerde güçlenerek M.S. 1. yüzyılda bugünkü Eritre ve Kuzey Etiyopya’nın bulunduğu bölgede başkenti Aksum olan bir krallık kurmuşlardır.İlerleyen yüzyıllarda topraklarını doğuya ve kuzeye doğru genişleten krallık, 4. yüzyılda Hristiyanlığı resmî din olarak kabul etmiştir. Böylece Hristiyanlığı resmî devlet dini kabul eden ilk devletlerden biri Aksum Krallığı olmuştur. 7. yüzyıldan itibaren İslamiyet’in bölgede yaygınlaşması ve fetih hareketleri ile zayıflayan devlet 960 yılına kadar varlığını sürdürebilmiştir.

Etiyopya toprakları İslamiyet’le henüz asrısaadet döneminde tanışmıştır. İlk Müslümanların Mekke’de yaşadığı zorluklar karşısında Hz. Muhammed’in Habeşistan’a hicret etmelerini tavsiye ettiği 15 kişiden oluşan ilk grup 615 yılında Habeşistan’a ulaşmıştır. Daha sonra gelenlerle birlikte bu sayı 108’e ulaşmıştır. Mekkeli müşriklerin taleplerine karşın Müslümanları onlara teslim etmeyerek ülkesinde yaşamalarına izin veren Necaşi’nin ilerleyen yıllarda Hz. Muhammed’in davetini kabul ederek Müslüman olduğu İslam tarihçileri tarafından büyük oranda kabul görmektedir. Nitekim 630 yılında vefat eden Necaşi için Peygamberimiz Hz. Muhammed Medine’de gıyabî cenaze namazı kıldırmıştır.

Bölgede 20. Yüzyıla kadar varlığını devam ettiren Etiyopya Krallığı’nın yanı sıra, bir kısmı Müslümanlar tarafından kurulmuş irili ufaklı pek çok beylik ve devletçik de hüküm sürmüştür. Ülke 1934-41 yılları arasında Mussolini yönetimindeki Faşist İtalya’nın işgali altında kalmıştır.  1974 yılında TheDerg adlı askeri cunta, 1930 yılından beri yönetimde olan İmparator HâileSelasiye’yi tahtından indirerek ülkede sosyalist bir rejim kurmuştur. 1991 yılında ise isyancı güçlerin Etiyopya Halkın Devrimci Demokratik Cephesi (EtiyopyanPeople'sRevolutionaryDemocratic Front -EPRDF) altında kurdukları koalisyonla sosyalist rejim devrilmiştir ve ülkede siyasî ve ekonomik açıdan istikrarlı bir sürece girilmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında BM’ye devredilen ve 1951 yılında Etiyopya’ya bırakılan Eritre, 1991 yılına kadar Etiyopya’nın bir parçası olarak kalmış ve 24 Mayıs 1991 tarihinde defacto olarak, iki yıl sonra aynı gün ise resmî olarak Etiyopya’dan ayrılmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak iki ülke arasında Soğu Savaş yılları boyunca devam eden çatışma ortamının doğurduğu hassasiyet bağımsızlık sonrası devam eden bugünkü süreçte de varlığını korumaktadır.

Siyasî Yapı

Etiyopya Nijerya’dan sonra Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesidir. Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti 9 federal bölgeye ve iki büyükşehir şehir (AddisAbaba ve Dire Dawa) idaresine ayrılmıştır. Gerek nüfus ve gerekse ekonomik açıdan en önemli bölgeler Oromiya ve Amhara’dır. Büyükşehirler ise AddisAbaba ve Dire Dawa’dır. Geçmiş yıllardaki deneyimler göz önüne alınarak idarî yetkiler ciddi ölçülerde bölgelere ve iki büyükşehirde de il yönetimlerine bırakılmıştır. 80’den fazla etnik unsurun bulunduğu Etiyopya çok dinli ve çok dilli bir yapıya sahiptir.

Afrika’nın sömürülemeyen tek ülkesi olması nedeniyle Etiyopya aynı zamanda Afrika’nın bağımsızlığının da sembolü haline gelmiştir. Bu yüzden Afrika Birliği’nin merkezi ülkenin başkenti AddisAbaba’da bulunmaktadır. Aynı zamanda Afrika’yı ilgilendiren daha pek çok kurumun merkezi AddisAbaba’da yer alır. Bu özellik nedeniyle AddisAbaba pek çok ülkenin dış misyonlarına ev sahipliği yapan bir metropoldür.

Etiyopya’da anayasa 1994 yılında yürürlüğe konmuş olup, çok partili parlamenter sisteme geçilmiştir. Anayasaya göre meclis; bölgelerini temsil eden federe milletvekilleri ve onlara göre daha geniş yetkilere sahip olan ve tüm ülkeyi temsil eden federal milletvekillerinden oluşmaktadır.

Ülkede ilk çok partili seçimleri Mayıs 1995’de yapılmıştır. O tarihten bu yana 5 yılda bir düzenli olarak yapılan seçimlerde kazanan taraf EPRDF olmuş ve mecliste çoğunluğu elde etmeyi başarmıştır. Ülkede faaliyette bulunan diğer büyük partiler ise Demokrasi ve Adalet Birliği Partisi (UDJ), Birleşik Etiyopya Demokratik Güçleri(UEDF), Oromo Federal Demokratik Hareketi(OFDM)’dir.

Ekonomik Durum

Ülkede ekonomi büyük oranda tarım ve hayvancılığa dayalıdır ve ülke nüfusunun %70’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Geniş ülke topraklarının yaklaşık yarısı tarıma elverişli olup, hayvan popülasyonu bakımından da Afrika’da ilk sırada yer almaktadır. Bununla birlikte Etiyopya tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş için politikalar uygulamaktadır.

Devletin son yıllarda başlattığı altyapı projeleriyle ülke ekonomisi son yıllarda ortalama %10 seviyelerinde büyümektedir. Yakalanan bu büyüme ivmesi ile Etiyopya yalnızca Afrika’nın değil tüm dünyanın son yıllarda en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri konumuna yükselmiştir. Kara ve demiryolu projeleri, santral ve baraj inşaatları ile son yıllarda başta Çin ve Türkiye olmak üzere büyük oranda dış yatırım çekmektedir.

Etiyopya son yıllardaki pek çok olumlu gelişmeye rağmen Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biridir. Dünya sıralamasında 188 ülke arasında 174. sırada bulunmaktadır. Yüz milyonu aşan ülke nüfusu işsizlik, yolsuzluk, gıda yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Ülke genelinde yaklaşık 30 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

Etiyopya’nın dış ticaret hacmi 2013-2017 dönemini kapsayan son 5 yıllık süre zarfında ortalama 17 milyar dolar seviyesindedir. Bunun ortalama2.5 milyar dolarlık kısmını ihracat, geri kalanını ithalat rakamları oluşturmaktadır. Dış ticaret hacmi hem ithalat hem ihracat bakımından yükselen bir seyir izlemektedir. Büyük oranda tarımsal üretime dayalı ihracatın %70’ten fazlasını kahve, susam, yağlı tohumlar, sebze, bakliyat ve çiçek oluşturmaktadır. İthalatta ise sanayi ürünleri başı çekmektedir.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye-Etiyopya arasındaki ilişkilerin tarihe uzanan uzun bir mazisi bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 16.yüzyılda Habeş Eyaleti’ni kurmasıyla birlikte Osmanlı Devleti ve Habeş Krallığı komşu olmuşlardır. Osmanlı’nın bölgedeki varlığı 19. yüzyıla kadar devam etmiştir. 2. Abdulhamid döneminde Habeş Kralı ile dostane ilişkiler geliştirilmiş ve daha sonra 1912 yılında Harar şehrinde bir başkonsolosluk kurulmuştur. 1926 yılında ülkenin başkenti AddisAbaba’da açılan Türkiye elçiliği Türkiye Cumhuriyeti’nin Sahra-altı Afrika’daki en eski elçiliğidir. Etiyopya’nın ülkemizdeki büyükelçiliği ise 1933 yılında açıldıktan sonra, sosyalist rejimin aldığı kararla 1984 yılında kapatılmış ve 2006 yılında tekrar hizmete girmiştir.

Günümüzde Türkiye ile Etiyopya arasındaki ilişkiler diplomatik, insani ve ticari alanlar başta olmak üzere farklı boyutlar üzerinden gelişen bir ivme ile olumlu yönde gelişmektedir. Öyle ki Türkiye, Çin ve Hindistan ile birlikte Etiyopya’nın üç stratejik ortağından biri kabul edilmektedir.

Türk STK’ları ülkede insani yardım alanında faaliyet göstermektedirler. Ayrıca Anadolu Ajansı’nın Afrika’daki merkezi ülkenin başkenti AddisAbaba’da bulunmaktadır.

İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretler son yıllarda sıklaşmıştır. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Etiyopya’yı 2005 yılında Başbakan, 2015 yılında Cumhurbaşkanı sıfatıyla ziyaret etmiştir. Daha önce Etiyopya’nın Türkiye Büyükelçisi olarak da görev yapan mevcut Cumhurbaşkanı MulatuTeshomeWirtu da 2017 yılında ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Öte yandan iki ülke arasında bakanlar düzeyinde de yoğun bir görüşme trafiği mevcuttur. Öte yandanTürkiye-Etiyopya Parlamentolararası Dostluk Grubu da 2016 yılından bu yana faaliyettedir. Türk Hava Yolları’nın İstanbul-AddisAbaba arasında 2006 yılından bu yana sürdürdüğü doğrudan seferler de ikili ilişkilerdeki ivmenin yükselişine yardımcı olmaktadır.

Türkiye ile Etiyopya arasındaki ticaret hacmi de ikili ilişkilerin seyrine paralel biçimde hızla gelişmektedir. İki ülke arasında 2000 yılında 27 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2005 yılında 139, 2010 yılında 215, 2015 yılında 419 milyon dolara yükselmiş, son olarak 2017 yılında 370 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu ticaretin çok büyük bir bölümü Türkiye’den Etiyopya’ya ihracat şeklindedir. Etiyopya’nın Türkiye’den ithal ettiği başlıca ürünler demir-çelik, hijyenik havlu ve bebek bezleri, plastik hortum ve borular, bakır teller, elektronik kontrol cihazları ve ayçiçek yağıdır. Türkiye’ye ihraç edilen başlıca ürünlerse susam, yağlı tohumlar ve pamuklu mensucattır.

2000’li yılların başlarında Etiyopya’da yalnızca bir Türk firması faaliyet gösterirken, bugün bu sayı 150’ye yükselmiş ve Türkiye, Etiyopya’daki en büyük özel sektör işvereni haline gelmiştir. Bugün Etiyopya’daki Türk şirketlerinde yaklaşık 30 bin Etiyopyalı istihdam edilmektedir.

Müslümanların Durumu

İslamiyet, ilk dönemlerinden itibaren Etiyopya tarihinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Henüz asrısaadet döneminde Habeşistan’a gerçekleştirilen hicret ile başlayan bu ilişki, ilerleyen yıllarda bölgede İslamiyet’in yayılması ile kök salmış, tarih boyunca Etiyopya Krallığı’nın yanında bölgede hüküm süren irili ufaklı İslam beylikleri kurulmuştur.

Günümüzde Etiyopya’daki başlıca iki dinî yapıyı Hristiyanlar ve Müslümanlar oluşturmaktadır. Öte yandan Etiyopya Afrika’da Ortadoks Hıristiyanlığın en yaygın olduğu ülkedir. 1974 yılına kadar Ortadoksluğun hamisi olan Etiyopya’da bugün seküler bir yapı mevcutsa da, devlet ile Ortadoks kilisesi arasındaki ilişkiler oldukça güçlüdür.

Büyük oranda Hanefî ve Şafiî mezhebine mensup olan Etiyopya Müslümanları'nın yanı sıra Ticaniyye, Semmaniyye, Kadiriyye ve Ahmediye tarikatleri de yaygındır.

Ülkedeki Müslümanların toplam nüfus içindeki oranı konusu tartışmalıdır. Resmî rakamlar ülkedeki Müslümanların genel nüfus içindeki paylarını %40 civarında göstesede, bu oranın çok daha yüksek olduğu, hatta ülkedeki Müslümanların Hristiyan nüfustan daha fazla olabileceği yönünde kuvvetli iddialar da bulunmaktadır. Müslümanlar ülkenin daha ziyade doğu yarısında olmakla birlikte ülkenin hemen her bölgesine dağılmış durumdadır. Bugün ülkedeki 9 federal bölge ve 2 büyükşehir olmak üzere 11 idarî birimden oluşan Etiyopya’da, Afar, Harari ve Somali federasyonlarında ve Dire Dawa şehrinde Müslümanlar çoğunlukta olup, ülkenin en kalabalık federasyonı olan Oromia’da ve Benishangul-Gumuz’da Hristiyanlarla Müslümanların oranı hemen hemen birbirine denktir.

Bu yoğun Müslüman nüfusa karşın, Müslüman toplumunun ülkenin yönetim kademelerinde yeterince etkin olduğunu söylemek zordur. Özellikle 1974-1991 yılları arasında devam eden komünist rejim boyunca Müslümanlar günlük hayat, inanç özgürlüğü, eğitim, ticaret, siyaset gibi alanlarda büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.