Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Danimarka Krallığı |
Yönetim Biçimi | Anayasal monarşi |
Bağımsızlık Tarihi | 5 Haziran 1849 (Anayasal monarşiye geçiş) |
Başkent | Kopenhag (800.000) |
Yüzölçümü | 43.094 km2 |
Nüfusu | 5,9 milyon (2021) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %87,5 Danimarkalı, %12,5 diğer (çoğunluğu göçmen) |
İklimi | Ilıman iklim hâkimdir. Yazlar serin, kışlar soğuktur. |
Coğrafi Konumu | Bir Kuzey Avrupa ülkesi olan Danimarka, Almanya’nın kuzeyinde, Kuzey Denizi ve Baltık Denizi arasında yer almaktadır. |
Komşuları | Almanya (140 km), kıyı şeridi (7.314 km) |
Dil | Danca (resmî), Almanca, İngilizce |
Din | %75 Hristiyan, %6 Müslüman, %19 dinsiz ve diğer inançlar |
Ortalama Yaşam Süresi | 81,4 yıl (2021) |
Okuma-Yazma Oranı | %99 (2018) |
Para Birimi | Danimarka Kronu |
Millî Gelir | 392,570 milyar dolar (2021 IMF tahmini) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 67.218 dolar (2021 IMF tahmini) |
İşsizlik Oranı | %5,6 (2021) |
Enflasyon Oranı | %1,1 (2021) |
Reel Büyüme Hızı | %2,8 (2021 tahmini) |
Yoksulluk Oranı | %13,4 (2011) |
İhracat Ürünleri | İlaç, domuz ve domuz eti, petrol yağları, jeneratörler, peynir, motor, bilgisayar, balık |
İthalat Ürünleri | Motorlu taşıtlar, ilaç, petrol yağları, bilgisayar, telefon cihazları, yolcu gemileri, balık ve deniz ürünleri, mobilya, ham petrol |
Başlıca Ticaret Ortakları | Almanya, İsveç, Hollanda, İngiltere, Norveç, Çin |
Ülke Tarihi
Danimarka topraklarında yapılan arkeolojik kazılara ait en eski buluntular MÖ 110-130 binli yıllara tarihlendirilse de bölgedeki insan yaşamının izleri MÖ 13 binli yıllardan itibaren sürülebilmektedir. MÖ 3 binli yıllardan sonra bölgede tarımsal faaliyet yapıldığı bilinmektedir. Bilinen ilk topluluklar Britanya bölgesinden göç eden Keltler, Angller ve Saksonlardır. MS 6. yüzyılda İsveç’ten göç eden Danların Zealand Adası’nda kurduğu devlet, ilk Danimarka devleti kabul edilmektedir. Bu yüzyıllarda Roma ve Bizans’la ilişki kurulmuştur. 8-10. yüzyıllar arasındaki Viking hâkimiyetiyle birlikte 10. yüzyıl ortalarında bölge Hristiyanlaştırılmıştır. Mevcut Danimarka Krallığı’nın temelleri Kral Gorm ve Harald’ın yönetimi sırasında pekişmiştir. “Mavi Diş” lakaplı Kral Harald 980 yılında Danimarka ile Norveç’i birleştirmeyi başarsa da daha sonra krallık yeniden ikiye bölünmüştür.
1397 yılında Danimarka Kraliçesi Margareta’nın öncülüğünde Danimarka, İsveç ve Norveç’in birleşmesiyle Kalmar Birliği oluşturulmuştur. Bugünkü İzlanda, Finlandiya, Grönland ve Faroe Adalarını da kapsayan birlik, 15. yüzyılda Avrupa’nın en önemli devletlerinden biri hâline gelmiştir. İsveç 1521 yılında bağımsızlığını ilan ederek birlikten ayrılırken, Danimarka ile Norveç 1821 yılına kadar birliklerini sürdürmüştür. 1536’dan itibaren Protestanlığa geçiş yapan Danimarka, takip eden süreçte özellikle Katolik İsveç’le karşı karşıya gelmiş ancak bu mücadelede başarısız olarak toprak ve güç kaybına uğramıştır.
Napolyon Savaşları’nda Fransa’nın yanında yer alan Danimarka, savaş sonrasında Kiel Anlaşması ile (1814) Norveç’ten çekilmek zorunda kalmış, böylece Danimarka-Norveç birliği dağılmıştır. Yüzyılın ortalarından itibaren anayasal ve parlamenter sisteme ilişkin düzenlemeler hayata geçirilirken, Hindistan ve Gana’daki sömürge yönetimleri de bu döneme kadar devam etmiştir. Danimarka Batı Hint Adaları’ndaki yönetimlerse, 1917 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. 1834 yılında parlamentonun kurulduğu ülkede, 1849 yılında mutlak monarşiden anayasal monarşiye geçilmiştir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı seçen Danimarka, buna rağmen İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından işgal edilmiş ve 1940-1945 yılları arasında Alman işgali altında kalmıştır. Savaş sonrasında yeniden toparlanma sürecine giren Danimarka, takip eden yarım yüzyıllık süreçte hızla gelişerek dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri hâline gelmeyi başarmıştır.
Siyasi Yapı
Danimarka, anayasal monarşi ile yönetilen bir krallıktır. Devlet yönetiminin başında yer alan kral/kraliçe başbakan ve hükümeti atama/azletme yetkisine sahiptir. 1972 yılında tahta çıkan Kraliçe II. Margrethe, yaklaşık yarım yüzyıldır bu makamdadır.
Yasama organı 179 sandalyeden oluşan parlamentodur. Parlamentoda Grönland ve Faroe Adalarına ikişer sandalye ayrılmıştır. Milletvekilleri dört yılda bir düzenlenen seçimlerle belirlenmektedir. Son seçimler Haziran 2019’da yapılmış, Sosyal Demokrat Parti aldığı %25,9 oy ve 49 sandalye ile seçimlerden zaferle ayrılmıştır. Bir önceki başbakan Lars Lökke Rasmussen’in liderliğindeki sol parti (Venstre) ise %23,4’lük oy oranı ve 43 sandalye ile ikinci sırada kalmıştır.
Yürütme organı olan hükümet, kral/kraliçenin görevlendirmesiyle kurulmaktadır. Haziran 2019’daki seçimlerin ardından kurulan koalisyon hükümetinde başbakanlık görevini üstlenen Mette Frederiksen Danimarka’nın en genç başbakanı olmuştur.
NATO’nun kurucu üyelerinden olan Danimarka, 1973 yılında da Avrupa Birliği’ne (AB) dâhil olmuştur ve her iki teşkilatın da etkin üyelerinden biridir.
Ekonomik Durum
Dışa açık ve oturmuş finansal yapısı, nitelikli iş gücü ve güçlü sektörleriyle Danimarka, dünya genelinde görece küçük ama önemli ekonomilerden biridir. 400 milyar dolara yaklaşan bir millî gelire sahip olan Danimarka’da kişi başı ortalama yıllık gelir 70.000 dolara yakındır. Dünyadaki en serbest ve rekabetçi ekonomilerden birine sahip olan Danimarka, uzun yıllardır bütçe fazlası vermekte ve düşük düzeyde bir büyüme oranı takip etmektedir. İşsizlik ve enflasyon oranlarının düşük seyrettiği ülkede, en önemli sorunlar nüfusun giderek yaşlanması ve önemli orandaki göçmen nüfusun yerleşik nüfusla arasındaki gelir eşitsizliğidir.
Ülke ekonomisi büyük oranda hizmet sektörüne bağlıdır. İstihdam ve millî gelirdeki payı %75’in üzerinde olan hizmet sektöründe öne çıkan sahalar; eczacılık, deniz taşımacılığı, yenilenebilir enerji, ileri teknoloji ve inşaattır. Ekonomideki payı %20’ler civarında olan sanayi sektöründe ise gemi, demir-çelik, gıda işleme, metal, tekstil, elektronik, kimya ve mobilya öne çıkmaktadır. 20. yüzyıl ortalarına kadar hayati role sahip olan tarım sektörünün ekonomideki payı ise %5’in altındadır. Yetiştirilen başlıca ürünler; arpa, buğday, şeker pancarı ve patatestir. Ayrıca domuz yetiştiriciliği oldukça yaygın olup Danimarka, dünyanın en büyük domuz yetiştiricilerinden biri ve AB’nin en büyük domuz ihracatçısıdır.
Danimarka, dış ticarette dengeli bir seyir takip etmekte ve dış ticaret hacmi son yıllarda 200 milyar dolar seviyelerinde seyretmektedir. 2020 yılında dış ticaret hacmi 108,2 milyar doları ihracat, 97,5 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 205,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülke ekonomisi büyük oranda ihracata bağımlıdır. Danimarka’nın dış ticaretteki en önemli partnerleri AB üyesi komşu ülkelerdir. Bu kapsamda öne çıkan ülkeler Danimarka’nın toplam dış ticaret hacminin yaklaşık %20’sini tek başına karşılayan Almanya ile birlikte İsveç, İngiltere, Norveç, Hollanda ve Polonya’dır. Ayrıca ABD ve Çin de önemli dış ticaret ortakları arasında yer almaktadır.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka arasındaki siyasi ilişkiler 1925 yılında imzalanan Dostluk Anlaşması temelinde başlamış ve bugüne kadar büyük oranda bu minvalde sürdürülmüştür. İki ülkenin büyükelçilikleri karşılıklı olarak faaliyette olup, Danimarka’nın ayrıca İstanbul’da başkonsolosluğu, Antalya, İzmir, Gaziantep, Mersin, Marmaris ve Alanya’da fahri konsoloslukları bulunmaktadır. Ülkeler arasındaki son üst düzey ziyareti Aralık 2016’da dönemin Danimarka Başbakanı Lars Lökke Rasmussen gerçekleştirmiştir.
İki ülke arasındaki siyasi ilişkiler, son yıllarda Danimarka’da giderek artan İslam karşıtı söylem ve politikalar sebebiyle zaman zaman gerilmektedir. 2005 yılında ilk olarak Danimarka merkezli Jylland Posten gazetesinde yayımlanan ve ardından tüm Avrupa’ya yayılan karikatürlerde Hz. Muhammed’e hakaret içeren tasvirlerin yer alması, başta Türkiye olmak üzere tüm İslam coğrafyasında büyük tepkiye yol açmıştır. Tepkiler karşısında Danimarka resmî mercilerinin konuyu “ifade özgürlüğü” bağlamında değerlendirerek herhangi bir girişimde bulunmaması, Türkiye’de siyasi ve toplumsal düzeyde büyük tepkiyle karşılanmış ve Türk halkı Danimarka mallarını boykot ederek sürece tepkisini ortaya koymuştur. Öte yandan Türkiye’nin Danimarka’da yaşayan 70.000 civarında Türk soydaşımızın ihtiyaçlarına yönelik olarak sürdürdüğü çalışmalar da politik kanallar ve medya tarafından “ülkeyi İslamlaştırma” bağlamında değerlendirilerek sınırlandırılmaya çalışılmaktadır.
Türkiye ile Danimarka arasındaki ticari ilişkiler güçlü ve dengeli bir seyir takip etmektedir. Karşılıklı ticaret hacmi 2010’larda genel olarak 1,5 ila 2 milyar dolar aralığında seyretmiştir. 2020 yılındaki ticaret hacmi 1 milyar doları Türkiye’den Danimarka’ya ihracat, 843 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 1,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Danimarka’ya ihraç edilen başlıca ürünler; binek otomobiller, motorlu taşıtlar, tekstil ürünleri, gemi, beyaz eşya ve kara yolu taşıtları için yedek parçadır. Danimarka’dan Türkiye’ye ithal edilen başlıca ürünlerse; hurda demir, tıbbi ilaç, enzimler, elektrik enerjisi, elektrik transformatörleri ve inşaat malzemeleridir.
İki ülke arasındaki kültürel ve toplumsal ilişkilerde iki alan öne çıkmaktadır. Bunlardan birincisi Danimarka’da yaşayan 70.000’in üzerindeki soydaşımızdır. Ülkedeki en kalabalık göçmen grubu teşkil eden Türk toplumu, iki ülke ilişkileri açısından önem arz etmektedir. İkinci önemli alan ise turizmdir. Danimarka vatandaşlarının yurt dışı seyahatlerinde en çok tercih ettiği ülkelerden birinin Türkiye oluşu, iki ülke arasındaki kültürel ve toplumsal ilişkilerin gelişimi açısından fırsatlar sunmaktadır. Küresel koronavirüs salgını öncesinde ülkemizi ziyaret eden Danimarka vatandaşlarının sayısı yılda 300.000’e ulaşmıştır ve yeni süreçte bu sayının yakalanması ve aşılması hedeflenmektedir.
Müslümanların Durumu
Danimarka halkı ve bölgesinin İslamiyet’le ilk temasının 10. yüzyılda Vikinglerin Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi ile sağladığı ticari ilişkilerle kurulduğu tahmin edilmekle birlikte, ülkede 20. yüzyıla kadar herhangi bir Müslüman toplumundan bahsetmek mümkün değildir.
İkinci Dünya Savaşı sonrası süreçte, 1960’lardan sonra başta Türkiye olmak üzere farklı ülkelerden çalışmak için gelen göçmen işçilerle birlikte, Danimarka’da bir Müslüman toplumu oluşmaya başlamıştır. Günümüzde Danimarka’da nüfusun %10’dan fazlası göçmendir ve bunların yarısını Avrupalılar ve yoğun olarak İskandinav kökenliler oluşturmaktadır. Bugün Danimarka’daki Müslümanların sayısı 350.000 civarındadır ve bu da nüfusun %5 ila %6’sına tekabül etmektedir. Ülkede en kalabalık göçmen grubu ise 70.000’i aşan nüfusuyla Türkler oluşturmaktadır. Diğer kalabalık Müslüman gruplar ise İranlılar, Iraklılar, Somalililer, Suriyeliler, Pakistanlılar ve Bosna-Herseklilerdir. Öte yandan Danimarkalıların İslamiyet’e olan ilgisi de giderek artmaktadır. Günümüzde ihtida etmiş 5.000 kadar Danimarkalı olduğu tahmin edilmektedir. Ülkede 200’e yakın cami ve Müslümanlara ait yaklaşık 30 sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır.
Avrupa’da Soğuk Savaş sonrası süreçte belirginleşmeye başlayan ve 11 Eylül sonrasında siyasi, toplumsal ve kültürel alanda giderek güçlenen İslam düşmanlığı, Danimarka’da Müslümanlara yönelik olumsuz politika ve uygulamalar şeklinde kendini göstermektedir.