Temel Göstergeler
Resmi AdıÇek Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiParlamenter demokrasi
Bağımsızlık Tarihi1 Ocak 1993 (Çekoslovakya’nın dağılmasıyla)
BaşkentPrag (1,3 milyon)
Yüzölçümü78.866 km2
Nüfusu10,7 milyon (2021)
Nüfusun Etnik Dağılımı%90 Çek, %5 Moravyalı, %1,5 Slovak, %1 Ukraynalı, %2,5 diğer (Roman, Polonyalı, Alman vd.)
İklimiYaz ve kış aylarında sıcaklık farkı yüksektir. Yazlar serin, kışlar oldukça soğuk ve kar yağışlıdır.
Coğrafi KonumuOrta Avrupa ülkesi olan Çek Cumhuriyeti, kuzeyden Almanya ve Polonya, güneyden Avusturya ve Slovakya ile çevrilidir.
KomşularıPolonya (796 km), Almanya (704 km), Avusturya (402 km), Slovakya (241 km)
DilÇekçe (resmî), Slovakça
Din%11 Hristiyan, %34 dinsiz, %54 inancını açıklamayan, %1 diğer
Ortalama Yaşam Süresi79,5 yıl (2021)
Okuma-Yazma Oranı%99 (2021)
Para BirimiÇek Korunası
Millî Gelir276,109 milyar dolar (2021 IMF tahmini)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir25.732 Dolar (2021 IMF tahmini)
İşsizlik Oranı%3,4 (2021)
Enflasyon Oranı%2,3 (2021)
Reel Büyüme Hızı%-5,6 (2020)
Yoksulluk Oranı%10,1 (2018)
İhracat ÜrünleriOtomobil, telefon cihazları, bilgisayar, kara yolu taşıtları için yedek parça, izole edilmiş tel ve kablolar
İthalat ÜrünleriTelefon cihazları, bilgisayar, tıbbi ilaç, kara yolu taşıtları için yedek parça, elektronik entegre devreler, otomobil, mobilya, ham petrol
Başlıca Ticaret OrtaklarıAlmanya, Slovakya, Polonya, Çin, Hollanda, Fransa, İngiltere, Avusturya, İtalya


Ülke Tarihi

Bugünkü Çek Cumhuriyeti’nin bulunduğu toprakların bilinen tarihi, MÖ 3. yüzyıldaki Kelt göçlerine kadar uzanmaktadır. Kelt asıllı Boiler daha sonra Bohemya bölgesine de ismini vermiştir. Bu dönemde bölgede yerleşen bir diğer unsur ise Germen asıllı Markomanilerdir.

5. yüzyıldaki Slav göçleri, bölge tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. Hun, Avar, Bulgar ve Macar akınlarıyla Sibirya ve Doğu Avrupa’dan Orta Avrupa’ya doğru hareket eden Slavlar, 6. yüzyılda bugünkü Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Avusturya topraklarına göç etmişlerdir. 631 yılında Frenk tüccar Samo liderliğinde kurulan kısa ömürlü Samo İmparatorluğu, bilinen ilk Slav devletidir. Samo İmparatorluğu’nu takiben bugünkü Çek Cumhuriyeti ve Slovakya topraklarında kurulan Büyük Moravya İmparatorluğu ise ilk büyük Slav devleti olarak tarihe geçmiştir.

9. yüzyılda bölgede Hristiyanlık kabul edilirken, Çekler Bohemya Prensliği ile öne çıkmaya başlamıştır. 870 yılında kurulan ve 12. yüzyılın sonlarına kadar bir dükalık olan Bohemya, 1198 yılından itibaren Bohemya Krallığı’na dönüşmüş ve Roma-Germen İmparatorluğu’nun bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. 1526’da Habsburg Hanedanı’na dâhil edilen Bohemya, 1806 yılında Roma-Germen İmparatorluğu’nun dağılmasıyla önce Avusturya İmparatorluğu’nun, 1867’den itibaren de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun dağılması üzerine Çek ve Slovakların bir araya gelmesiyle Çekoslovakya Cumhuriyeti 28 Ekim 1918’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlığı takip eden ilk yıllarda hızlı bir gelişim gösteren Çekoslovakya, Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle birlikte ülkedeki Almanların milliyetçi tutumlarına sahne olmuştur. Eylül 1938’deki Münih Konferansı ile Südet bölgesini Almanya’ya bırakmak zorunda kalan Çekoslovakya, aynı yılın ekim ayında da Polonya’nın Tescen’deki ve Macaristan’ın Slovakya’daki işgallerine engel olamamıştır. Mart 1939’da Slovakya’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından yaşanan karışıklıkta Almanya Prag’a, Macaristan ise Rutenya’ya girmiştir.

İkinci Dünya Savaşı boyunca büyük oranda Almanya’nın işgali altında kalan Çekoslovakya, savaşın ardından Sovyetler Birliği’nin kontrolü altına girmiştir. 1948 yılında ülkede komünist sisteme geçilmiş, 1960 yılında devletin ismi Çekoslovakya Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. Ülke Soğuk Savaş yılları boyunca SSCB’nin bir uydu devleti olarak varlığını sürdürmüş, 1968 yılındaki “Prag Baharı” girişimi de Sovyetler Birliği başta olmak üzere, Polonya, Doğu Almanya ve Macaristan’ın 21 Ağustos’taki askerî operasyonu ile kanlı şekilde bastırılmıştır.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte ülkede yeniden demokratik sisteme geçilmiş ve 1 Ocak 1993’te de Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, barışçıl biçimde birlikten ayrılarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bağımsızlıktan itibaren Çek Cumhuriyeti hızlı bir gelişim sürecine girmiş ve önce 1999’da NATO’ya, ardından 2004 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) dâhil olmuş, 2016 yılında da ülkenin resmî adı Çekya olarak değiştirilmiştir.

Siyasi Yapı

Çekoslovakya’nın dağılmasıyla 1 Ocak 1993’te Çek Cumhuriyeti yeni bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Ülke parlamenter demokratik sistemle yönetilmektedir. Devlet yönetiminin başında beş yılda bir düzenlenen seçimlerle iş başına gelen cumhurbaşkanı bulunmaktadır. 2013 seçimlerinde %54 oyla cumhurbaşkanı seçilen Milos Zeman, Ocak 2018’de iki tur hâlinde yapılan seçimlerin ikinci turunda aldığı %51,4’lük oyla ikinci dönem için yeniden cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Yürütme organının başında geniş yetkilerle donatılmış başbakan bulunmaktadır. Aralık 2017’den bu yana başbakanlık koltuğunda Andrej Babis oturmaktadır. Başbakan cumhurbaşkanı tarafından atanırken hükümet, başbakan tarafından oluşturulmakta ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanmaktadır.

Yasama organı 81 sandalyeli senato ve 200 sandalyeli millet meclisinden oluşan çift kanatlı parlamentodur. Senato üyelerinin üçte biri iki yılda bir değişmekte ve altı yıl görev yapmaktadır. Milletvekilleri ise dört yılda bir düzenlenen seçimlerle orantılı temsile göre belirlenmekte ve %5’lik barajı aşan partiler meclise girebilmektedir. Ülkede son meclis seçimleri Ekim 2017’de gerçekleştirilmiş ve hâlihazırdaki başbakan Andrej Babis’in liderliğini yaptığı ANO 2011, oyların %29,6’sını alarak kazandığı 78 sandalye ile seçimi birinci sırada tamamlamıştır.

Ekonomik Durum

Çek Cumhuriyeti, özellikle AB’ye üye olduğu 2004 yılından itibaren hızla gelişen bir ekonomiye sahiptir. 2012 ve 2013 yıllarındaki kesintiye rağmen son yıllarda AB ülkeleri içerisindeki en yüksek büyüme oranlarına sahip ülkelerden biri olan Çek Cumhuriyeti’nde işsizlik ve yoksulluk oranlarında önemli ölçüde düşüş sağlanmıştır. Bu pozitif ivmeyle birlikte refah seviyesinde de ciddi bir artış yakalanmıştır. Ekonomi büyük oranda dış yatırımlara endekslidir ve başta Almanya olmak üzere AB’deki ekonomik gelişmeler ülke ekonomisi üzerinde belirleyici olmaktadır.

Ülkede, AB üyeliğine rağmen hâlâ ulusal para birimi kullanılmaktadır ve avro bölgesine girilmesi ile birlikte dış yatırımlar açısından daha cazip bir pazar hâline gelmesi beklenmektedir. Son yıllarda yolsuzlukların azaltılması, vergilerin arttırılması ve dış yatırımcılar için daha cazip bir ortamın oluşturulması için hayata geçirilen reformlar da olumlu sonuçlar vermektedir. Ekonomideki genel olumlu tabloya rağmen sağlık, sosyal güvenlik, eğitim ve nitelikli iş gücü gibi alanlardaki eksiklikler sürmekte, bütçe açıkları da ekonomi açısından bir handikap teşkil etmektedir.

İstihdamın ve millî gelirin %60’ını oluşturan hizmet sektörü ülke ekonomisinin en önemli taşıyıcı gücüdür. %35’lik payı ile ikinci sırada gelen sanayi sektöründe öne çıkan sahalarsa otomotiv, makine, metalürji, silah ve camdır. Ekonomideki payı %5’in altında olan tarım sektöründe yetiştirilen başlıca ürünler buğday, patates, şeker pancarı ve meyve çeşitleridir.

Dış ticarette ülke önemli bir gelişim süreci içerisindedir ve ihracat gelirleri gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık %80’ini oluşturmaktadır. Dış ticaret hacmi 2020 yılında 191 milyar doları ihracat, 170 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 361 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Çek Cumhuriyeti’nin dış ticaretteki en önemli partneri, ülke ekonomisi üzerinde belirleyici etkisi olan Almanya’dır. İhracat ve ithalattaki payı %30’lar seviyesinde seyreden Almanya’yla karşılıklı ticaret hacmi 100 milyar doları aşmaktadır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, Çekoslovakya döneminden bu yana genel itibarıyla olumlu düzeyde seyretmektedir. Çekoslovakya’nın bölünmesiyle bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkan Çek Cumhuriyeti’nin 1 Ocak 1993’teki bağımsızlığını Türkiye aynı gün tanımıştır. Her iki ülkenin büyükelçilikleri de faaliyette olup, Çek Cumhuriyeti’nin ayrıca İstanbul’da başkonsolosluğu, İzmir, Antalya ve Mersin’de fahri konsolosluğu bulunmaktadır. Devletler arası üst düzey ziyaretler yoğun biçimde sürmektedir. 2007 yılında başbakan sıfatıyla R. Tayyip Erdoğan, 2009 yılında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çek Cumhuriyeti’ne resmî ziyaretler gerçekleştirmiş, Şubat 2012’de dönemin Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Claus ve son olarak Eylül 2019’da Başbakan Andrej Babis Türkiye’yi ziyaret etmiştir.

İki ülke arasındaki ticari ilişkiler de oldukça güçlüdür. 1997 yılında imzalanan ve 2004 yılına kadar yürürlükte kalan Serbest Ticaret Anlaşması, Çek Cumhuriyeti’nin AB üyeliğinden sonra yerini gümrük birliğine bırakmıştır. O tarihten bu yana artarak devam eden karşılıklı ticaret hacmi, son yıllarda 3 ila 4 milyar dolar bandında seyretmektedir. 2020 yılında 1,1 milyar doları Türkiye’den Çek Cumhuriyeti’ne ihracat, 2,7 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Çek Cumhuriyeti’ne ihraç edilen başlıca ürünler; otomobil, kara yolu taşıtları için yedek parçalar, mücevherat, gıda müstahzarları, monitör ve TV alıcıları, dokunmamış mensucat, tekstil ürünleri ve alüminyum çubuklardır. Çek Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye ithal edilen başlıca ürünlerse; otomobil, kara yolu taşıtları için yedek parçalar, santrifüjler, canlı büyükbaş hayvan, otomatik bilgi işlem makineleri, elektrik kontrol panoları ve sıvı pompalarıdır. Öte yandan son yıllarda Çek şirketlerinin başta enerji ve ilaç sektörü olmak üzere Türkiye pazarına olan ilgisi giderek artmaktadır.

Türkiye ve Çekya arasındaki kültürel ve toplumsal ilişkiler de giderek ivme kazanmaktadır. Çek üniversitelerinin Türkoloji alanına olan ilgilerinin yanı sıra, Prag’da Yunus Emre Enstitüsü şubesi açılması için girişimler devam etmektedir. Bu ilginin doğal bir yansıması olarak Türkiye’yi ziyaret eden Çek Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı hızlı bir artışla koronavirüs salgını öncesinde yıllık 250.000 seviyesine yaklaşmıştır.

Müslümanların Durumu

Çek Cumhuriyeti topraklarının İslamiyet’le ilk teması 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nin bölgedeki varlığı ile söz konusu olmuş, Osmanlı bugünkü Çek Cumhuriyeti topraklarının bazı bölümlerinde belirli bir süre hâkimiyet kurmayı başarmıştır.

Günümüzde Çek toplumunun büyük çoğunluğu ateisttir. Özellikle Soğuk Savaş yıllarındaki Sovyet etkisi ile halkın inanç değerleri ciddi biçimde erozyona uğratılmıştır. Günümüzde kesin rakamlar bilinmemekle birlikte ülkedeki dinsizlerin oranını %70’lere kadar çıkartan tahminler bulunmaktadır.

Dinî yaşantıyla ilgili bu olumsuz tabloya rağmen son yıllarda İslamiyet’e yönelik ilgide ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Komünist rejim tarafından 1949’da yasaklanan İslami faaliyetler 1991 yılında serbest bırakılmış ve o tarihten itibaren ülkede İslamiyet’e yönelik ilgi artarak sürmüştür. 1998’de Brno’da, 1999’da başkent Prag’da açılan camilere olan ilgi bir hayli yüksektir. Son yıllarda İslamiyet’i seçerek Müslüman olan Çeklerin sayısında ciddi artış yaşanmaktadır. Kesin verilere sahip olunmamakla birlikte ülkedeki Müslümanların sayısının 25.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bununla birlikte gerek devlet yönetiminin gerekse Çek toplumunun Müslümanlara karşı ön yargılı bir tavır içerisinde olduğu da görülmektedir. Özellikle Suriye’de yaşanan iç savaş sonrasında ortaya çıkan mülteci krizinde Çek Cumhuriyeti yönetiminin sergilediği tavır, bu tavrı açıkça ortaya koymaktadır.