Temel Göstergeler | |
Resmi Adı | Botsvana Cumhuriyeti |
Yönetim Biçimi | Cumhuriyet |
Bağımsızlık Tarihi | 30 Eylül 1966 (İngiltere’den) |
Başkent | Gaborone (250 bin) |
Yüzölçümü | 581.730 km2 |
Nüfusu | 2.3 milyon (2018) |
Nüfusun Etnik Dağılımı | %79 Tsvana (Setsvana), %11 Kalanga, %3 Basarva, %7 diğer |
İklimi | Kurak, yarı çöl iklimi |
Coğrafi Konumu | Güney Afrika'da yer alan Botsvana, güney ve güneydoğuda Güney Afrika Cumhuriyeti, batı ve kuzeybatıda Namibya, kuzeydoğu ve doğuda Zimbabve ile çevrilidir. Ülkenin denize kıyısı bulunmamaktadır. |
Komşuları | Güney Afrika Cumhuriyeti, Namibya, Zimbabve |
Dil | Setsvana, Kalanga, Sekgalagadi, İngilizce |
Din | %49 Yerel inançlar, %49 Hristiyanlık, %2 İslamiyet |
Ortalama Yaşam Süresi | 54.1 (2015) |
Okuma-Yazma Oranı | %88.5 (2015) |
Millî Gelir | 16.7 milyar dolar (IMF 2017) |
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir | 7.877 dolar (IMF 2017) |
Para Birimi | Pula |
İşsizlik Oranı | 18.1 (2017) |
Yoksulluk Oranı | 30.3 |
Enflasyon Oranı | 3.4 (2018) |
Reel Büyüme Hızı | 4.1 (2017) |
Başlıca Ticaret Ortakları | Belçika, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti, Singapur, Hong Kong, Namibya, Kanada |
İhracat Ürünleri | Elmas, kablo, karbonat, sığır eti, altın, tuz |
İthalat Ürünleri | Elmas, petrol yağları, kamyon, binek otomobil, ilaç, telefon, yedek parça, kauçuk, dış lastik, çimento |
Ülke Tarihi
Botsvana’nın tarihine ilişkin bilgiler oldukça sınırlıdır. Bölgenin ilk yerleşimcilerinin kuzeyden gelen ve hayvancılıkla uğraşan Tsavanalar olduğu tahmin edilmekte, ülkenin adı da buradan gelmektedir.
Botsvana 19. yüzyılın başlarından itibaren İngiltere’nin kıtadaki sömürgeci uygulamaları ile muhatap olmuş, bölgede verdiği mücadeleyi kazanan İngiltere 1885 yılında Bechuanaland adıyla burayı himayesi altına aldığını ilan etmiştir.Bu tarihten itibaren İngiliz sömürgesi olarak kalan Botsvana, 1966 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir.
Bağımsızlığını kazanmasının ardından Botsvana’nın ilk devlet başkanı olan SeretseKhama 1966-1980 yılında ülkeyi yönetmiş, daha sonra devlet başkanlığı koltuğuna sırasıyla QuettMasire (1980-1998), FestusMogae (1998-2008), ilk başkanSeretseKhama’nın oğlu IanKhama (2008-2018) oturmuştur. Khama’nın görev süresinin dolmasıyla birlikte Nisan 2018’de göreve MokgweetsiMasisi gelmiştir.
Bağımsızlığından bu yana siyasî bakımdan istikrarlı bir görüntü çizen Botsvana’da tüm devlet başkanları seçimle iş başına gelmiştir ve tamamı Botsvana Demokratik Partisi temsilcisidir.
Siyasî Yapı
Botsvana, Afrika kıtasında siyasî bakımdan en istikrarlı ülkelerden biri konumundadır. Ülkede bağımsızlığın ilan edildiği 1966 yılından bu yana ciddi bir siyasî kriz ya da savaş yaşanmamıştır.
1966 yılından bu yana düzenli seçimlerin yapıldığı Botsvana başkanlık sistemiyle yönetilmektedir. İktidardaki Botsvana Demokratik Partisi, bağımsızlığın kazanıldığı tarihten bu yana devlet yönetiminin başındaki parti konumundadır.Parlamento 63 üyeden oluşmaktadır. Yürütme yetkisi devlet başkanında olup, meclisin yürütme üzerindeki kontrol ve denetim imkânları sınırlıdır.
Ülke dokuz idari bölümden oluşmaktadır. Nüfus daha ziyade doğu kesimlerde yoğunlaşmış olup, en yüksek nüfusa sahip olan şehir başkent Gaborone’dir. Botsvana’da dört büyük kabile nüfusun %95’ini oluştururken, ülkede etnik ya da dinî unsurlar arasında herhangi bir çatışma ortamı bulunmamaktadır. Nüfusun büyük bölümünü oluşturan Tsvanaların konuştuğu Setsvana ve İngilizce ülkedeki iki resmî dildir. Ülke ayrıca İngiliz Milletler Topluluğu’na üyedir.
Ekonomik Durum
Sahip olduğu zengin elmas rezervleri sayesinde ekonomisini güçlendiren Botsvana, son yıllarda yakaladığı kalkınma ve refah düzeyi ile kıtanın görece iyi seviyedeki ülkeleri arasına girmeyi başarmıştır. Ülke, bağımsızlığın kazanıldığı 1966 yılından bu yana geçen yarım yüzyıllık süreçte düzenli bir büyüme trendi yakalamış ve bu sayede kişi başı millî gelir bakımından SahraaltıAfrikasının önde gelen ülkelerinden biri haline gelmiştir. Sahip olduğu bu potansiyel, yakaladığı istikrar, rekabetçi ekonomik koşullar ve İngilizcenin resmî dil olması gibi faktörler sebebiyle Botsvana dış yatırımcı açısından da cazip bir ülke konumundadır.
Bu genel görüntüsüyle paralel olarak Botsvana, Afrika kıtasında dış ticarette denk bütçe oranlarını yakalayabilen ender ülkelerden biridir. 2008-2017 yıllarını kapsayan son 10 yıllık süreçte dış ticaret hacmi 10-15 milyar dolar aralığında seyreden Botsvana’da ithalat-ihracat seviyeleri birbirine oldukça yakındır. Son olarak 2017 yılında dış ticaret hacmi, 4.893 milyar doları ihracat, 5.097 milyar doları ithalat olmak üzere toplam 9.991 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ekonomisi elmas madenciliğine dayanan Botsvana’da millî gelirin %42’si madencilik sektöründen elde edilmektedir. Ancak diğer Afrika ülkeleri Güney Afrika Cumhuriyeti ve Angola’da olduğu gibi Botsvana’da da elmas madenlerinin işletilmesinde Yahudi sermayeli küresel şirketlerin öne çıktığı bilinmektedir.
Başta kömür olmak üzere ülkedeki diğer madenlere olan ilgi de giderek artmaktadır. Ülkede elmas dışında bakır, uranyum, kömür, nikel, tuz ve gümüş madenleri bulunmaktadır. Önümüzdeki yıllarda Botsvana’nın bakır ve uranyum üretiminde öne çıkması beklenmektedir.
Madencilik dışında ülke ekonomisini taşıyan ikinci alan hizmet sektörüdür. Ayrıca ülke sahip olduğu doğal alanlarla turizm açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Üretim, tarım ve hayvancılık gibi sektörlerin ekonomideki payı ise son derece sınırlıdır.
Kıta ülkelerine kıyasla son derece olumlu sayılabilecek ekonomik yapısına rağmen, ülkede yoksulluk ve işsizlik oranları yine de hayli yüksektir. Bunun yanı sıra, gelir seviyesindeki yükselme gelir düzeyindeki eşitsizliği de arttırmıştır. BM Kalkınma Programı’nınEylül 2017’de yayımladığı “Sahra-altı Afrika’da Gelir Adaletsizliği Trendleri”başlıklı rapora göre Botsvana, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Namibya ile birlikte kıtada gelir dağılımındaki eşitsizliğin en yüksek olduğu üç ülkeden biridir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye’nin son yıllarda Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerinde kat ettiği önemli mesafeye rağmen, Türkiye ile Botsvana arasındaki ilişkiler henüz başlangıç seviyesindedir. Bunda iki ülke arasındaki coğrafî uzaklık kadar, tarihî ve kültürel bağların zayıf oluşunun da etkisi bulunmaktadır.
İki ülke arasındaki ilk diplomatik ilişki 1981 yılında kurulmuş, Türkiye’nin Botsvana büyükelçiliği 2014 yılında açılmıştır. Botsvana’nın ülkemizde henüz büyükelçiliği bulunmamaktadır. Benzer şekilde iki ülke arasında bugüne kadar devlet başkanları düzeyinde bir ziyaret gerçekleşmemiştir.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi de iki ülke arasındaki zayıf ilişkileri teyit eder niteliktedir. 2000’li yılların başlarında yarım milyon doları bulmayan ticaret hacmi son yıllarda 2 milyon dolar civarında seyretmektedir. Söz konusu rakamın tamamına yakını Türkiye’den Botsvana’ya ihracat şeklinde gerçekleşmektedir. Türkiye’den Botsvana’ya ihraç edilen başlıca ürünler; hava araçları, halı, demir çelik ocak ve sobalar ve hijyenik kâğıt ürünleridir.
Müslümanların Durumu
Geniş sayılabilecek yüzölçümüne karşın nüfusu 2.5 milyonu bulmayan Botsvana’da, sayıları 50 bini bulmayan çok az sayıda Müslüman yaşamaktadır. Ülkede yaşayan Müslümanların dinî yaşantı noktasında bir kısıtlamayla karşılaşmadıkları söylenebilir.
Bölge İslamiyet’le Doğu Afrika kıyılarına gelen Müslüman Arap tüccarların iç kesimlere yaptıkları kısa süreli ziyaretler aracılığıyla tanışmış, fakat kitlesel bir yönelişe dönüşmemiştir. İslamiyet’in Botsvana’da kısmî ölçekte de olsa yaygınlaşması, 19. yüzyılın başlarında Hindistan’dan Güney Afrika’ya çalıştırılmak üzere getirilen Hintli Müslümanlar aracılığıyla olmuştur. Müslümanların bu bölgeye yerleşmek ve ticaret yapmak için gelişleriyse ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiştir.
Müslümanların bölgeye yerleşme niyeti İngiliz sömürge yönetimince hoş karşılanmamış ve az sayıdaki Müslüman topluluk İngiliz yönetiminin katı tutumuna muhatap olmuştur. Botsvana’daki ilk cami bağımsızlığın kazanıldığı 1966 yılında ibadete açılmıştır ve bugün ülkedeki camilerin sayısı 20’yi aşmıştır. Botsvana’da ayrıca dinî eğitim veren bir okul bulunmaktadır.
Bağımsızlık sonrası süreçte ülkedeki Müslümanlar her bakımdan çok daha rahat bir ortama kavuşmuş, ülkenin her yanında ticaret yapma imkanına erişmiştir. Bu da bölgeye sonradan gelen Hintli Müslümanlar dışında Botsvana halkının da İslamiyet’le tanışmasını sağlamıştır. Öte yandan ülkede canlı bir tebliğ ortamı bulunmaktadır.