Temel Göstergeler
Resmi AdıArjantin Cumhuriyeti
Yönetim BiçimiFederal cumhuriyet
Bağımsızlık Tarihi9 Temmuz 1816 (İspanya’dan)
BaşkentBuenos Aires (2,9 milyon)
Yüzölçümü2.780.400 km2
Nüfusu45 milyon (2018)
Nüfusun Etnik Dağılımı%97,5 Asya-Avrupa kökenliler, %2,5 diğerleri
İklimiCoğrafi konumu ve yüzölçümünün büyüklüğü sebebiyle ülkede tropikal, ılıman, savan ve step gibi farklı iklim tipleri görülmektedir.
Coğrafi KonumuGüney Amerika kıtasının güneyinde yer alan Arjantin’in doğusunda Atlas Okyanusu, Uruguay ve Brezilya, batısında Şili, kuzeyinde Bolivya ve Paraguay, güneyinde ise yine Atlas Okyanusu bulunmaktadır.
KomşularıŞili (6.691 km), Paraguay (2.531 km), Brezilya (1.263 km), Bolivya (942 km), Uruguay (541 km), kıyı şeridi (4.989 km)
Dilİspanyolca ve diğer diller (Fransızca, İtalyanca, İngilizce, Almanca ve yerel diller)
Din%94 Hristiyan, %2 Yahudi, %1 Müslüman, %3 diğer (Son yıllarda Hristiyan nüfusun ciddi biçimde ateizme kaydığı bilinmekle birlikte, bu konuda kesin veriler bulunmamaktadır.)
Ortalama Yaşam Süresi77,5 yıl (2018)
Okuma-Yazma Oranı%99,1 (2016)
Para BirimiArjantin Pesosu
Millî Gelir518,092 milyar dolar (2018 IMF)
Kişi Başı Ortalama Milli Gelir11.627 dolar (2018 IMF)
İşsizlik Oranı%8,4 (2017)
Enflasyon Oranı%25,7 (2017)
Reel Büyüme Hızı%2,9 (2017)
Yoksulluk Oranı%25,7 (2017)
İhracat ÜrünleriSoya fasulyesi ve türevleri, mısır, buğday, altın, kabuklu hayvanlar, motorlu taşıt, ham petrol, otomobil, sığır eti, biodizeller ve petrol yağları, ayçiçek yağı, üzüm şarabı ve kara yolu taşıtları için yedek parçalar.
İthalat ÜrünleriOtomobil, kara yolu taşıtları için yedek parça, petrol yağları, soya fasulyesi, telefon cihazları, nakliye araçları, ilaç, otomatik bilgi işlem makineleri, pistonlu motorlar, zirai ilaçlar, mineraller ve kimyasal gübreler, izole edilmiş tel ve kablolar.
Başlıca Ticaret OrtaklarıBrezilya, Çin, ABD, Şili, Vietnam, Cezayir, Hindistan, Almanya, Paraguay, Meksika, İtalya.

Ülke Tarihi

Arjantin topraklarındaki ilk insan izleri MÖ 10.000’li yıllara kadar uzanmakla birlikte, bilinen ilk yerleşim yerlerinin kuruluşu 9. yüzyılda gerçekleşmiştir. Güney Amerika kıtası 15. yüzyıldan itibaren Avrupalı sömürge güçleri tarafından işgal edilirken, Arjantin topraklarına yönelik ilk İspanyol saldırıları 1516’da Plate Nehri kıyılarını ve ardından 1536’da bugünkü başkent Buenos Aires’i hedef almıştır. Bu başarısız girişimlerden sonra 1580’de işgal edilen Buenos Aires ve bölge, 18. yüzyıl sonlarına kadar İspanya’nın buradaki sömürge yönetimi kapsamında Peru Genel Valiliği’ne bağlanmıştır. 1776 yılına gelindiğinde bölgede Rio de la Plata Genel Valiliği kurulmuş, Buenos Aires de bu yeni yönetimin merkezi olarak belirlenmiştir.

19. yüzyılın başlarında, kıtadaki diğer bölgelerde olduğu gibi Arjantin’de de bağımsızlık hareketleri baş göstermiş ve bu mücadele sonunda, 9 Temmuz 1816’da, Buenos Aires’te “Rio de la Plata Birleşik Eyaletleri” adıyla kurulan yeni devletin bağımsızlığı ilan edilmiştir. Ancak bağımsızlığı takip eden ilk yarım yüzyıllık dönem yeni ulus devletin inşası şeklinde gelişmiş ve bu süreçte yeni devletin iktidarının kim tarafından temsil edileceği yönündeki mücadeleler devam etmiştir. Bu süreç aynı zamanda, kıtada bağımsızlığını kazanan diğer devletler Uruguay, Paraguay, Peru, Brezilya, Şili ve Venezuela arasında çeşitli ittifakların kurulduğu ve yeni devletlerin sınırlarının belirlenmeye çalışıldığı bir dönem olmuştur.

Buenos Aires 1852’deki kurucu meclise katılmayı reddetmesi üzerine konfederasyon dışında kalmıştır. 1853’te ilk anayasa kabul edilerek Parana ilk başkent olarak belirlenmiş, ancak 1862 yılında Arjantin Cumhuriyeti’nin ilk başkanı olarak Buenos Aires Valisi Bartolome Mitre seçilmiş ve başkent Buenos Aires’e taşınmıştır.

Avrupa’da yaşanan ekonomik daralma ve ham madde ihtiyacı, zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip, tarımsal faaliyetler açısından elverişli Arjantin’i 1870’li yıllardan itibaren yeni bir göç merkezi hâline getirmiştir. Göçler özellikle 1. Dünya Savaşı’ndan sonra da yoğun biçimde devam etmiş, yeni yatırımlarla 1930’lara gelindiğinde Arjantin dünyanın en zengin devletlerinden biri olmuştur.

Ordunun yönetime el koyduğu 1930’lardan sonra ülke ekonomik darboğaza girmiş ve ülke yönetimi dış siyasi müdahaleler, askerî darbeler ve krizlerle pek çok kez el değiştirmiş; yüzyılın ilk çeyreğindeki müreffeh dönemi yakalamak bir daha mümkün olamamıştır. Bu süreçte Arjantin siyasetindeki en etkili isim, 1946-1955 yılları arasında iktidarda kalan Juan Peron olmuştur. 1955’te gerçekleştirilen darbe ile ülkeyi terk etmek zorunda kalan Peron, geri döndüğü 1973 yılında yeniden devlet başkanı seçilmiştir. Peron’un bir yıl sonra ölümü üzerine devlet başkanlığına karısı İsabel Peron getirilmiş ancak o da 1976’da ordu tarafından görevinden uzaklaştırılmıştır.

1976-1982 yılları arasındaki dikta yönetimi, Arjantin tarihi açısından karanlık bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir. Bu dönemde on binlerce insan tutuklanarak hapse atılmış, ayrıca 30.000 kişinin de rejim tarafından kaybedildiği belirtilmiştir. 1983 yılında yönetim yeniden sivil idareye bırakılmış, 1989-1999 yılları arasında iktidarda kalan Suriye kökenli ve “El Turco” lakaplı Carlos Menem dönemi Arjantin’in yeniden yapılandırıldığı ve kalkınma hamlelerinin gerçekleştirildiği bir dönem olmuştur. 2000’li yıllar Arjantin için ekonomik dalgalanma, dış borçlar ve siyasi krizlerle geçmektedir. Ülke 2015’te göreve gelen Mauricio Macri yönetiminde yeniden toparlanma sürecine girmiş bulunmaktadır.

Siyasi Yapı

Arjantin, başkanlık tipi yönetimle idare edilen federal bir cumhuriyettir. Kuvvetler ayrılığı prensibinin benimsendiği ülkede yasama organı olan senato ve temsilciler meclisinin oluşturduğu parlamento dışında yürütme görevi hükümet ve devlet başkanındadır, yargı ise bağımsız mahkemelerce temsil edilmektedir. 1853 yılında kabul edilen anayasa büyük bir değişime uğramadan 1994 yılına kadar yürürlükte kalmış, bu tarihte gerçekleştirilen reformlarla devlet yönetiminde önemli adımlar atılmıştır.

Devlet başkanı dört yılda bir gerçekleştirilen seçimlerle belirlenmekte ve en fazla iki dönem görev yapabilmektedir. Ülkede son başkanlık seçimleri Ekim-Kasım 2015’te iki tur olarak gerçekleştirilmiştir. Seçimi kazanan Mauricio Macri o tarihten bu yana Arjantin Devlet Başkanı olarak görev yapmaktadır. Ülkede bir sonraki seçimlerin 2019 yılı Ekim ayında gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Yasama organını olan senato 72 sandalyeden, temsilciler meclisi 257 sandalyeden oluşmaktadır. Ülke idari olarak 23 eyalet ve 1 özerk kent (başkent Buenos Aires) olmak üzere 24 bölgeye ayrılmıştır.

Ekonomik Durum

Arjantin ekonomisi, Brezilya ve Meksika’dan sonra Latin Amerika’nın en büyük üçüncü, Güney Amerika kıtasının Brezilya’dan sonra en büyük ikinci ekonomisidir. Ekonomik alandaki inişli çıkışlı grafiğine rağmen ülke genel itibarıyla yüksek bir potansiyele sahiptir. Kurşun, çinko, kalay, bakır, demir, petrol, manganez, uranyum gibi zengin yer altı kaynakları, sahip olduğu nitelikli iş gücü, dünyanın en iyi balıkçılık alanlarından biri sayılabilecek 4.700 kilometrelik kıyı şeridi ve daha birçok özelliği ile Arjantin, önümüzdeki süreçte dünyanın en önemli ekonomileri arasına girmesi beklenen ülkelerden biridir. Zaten 20. yüzyılın başlarından itibaren yakaladığı ivme ile Arjantin dünyanın en zengin ülkelerinden biri konumuna yükselmiş, ancak yüzyılın ikinci yarısında yaşanan durgunluk ve siyasi süreçler ekonomiyi olumsuz etkilemiştir. Son yıllarda ülkede büyüme rakamlarında inişli çıkışlı bir grafik sergilenmekte, enflasyon ve yoksulluk oranları yüksek seyretmekte, gelir dağılımı arasındaki fark açılmaktadır. Ayrıca yüksek kamu borçları ve ekonomi politikalarındaki küresel müdahaleler de Arjantin’i olumsuz etkilemektedir.

Ülkede ekonominin ana taşıyıcıları, tarım ve tarıma dayalı sanayi kollarıdır. Millî gelirin %10’u tarım, %30’u sanayi, %60’ı ise hizmet sektöründen elde edilmektedir. Son yıllarda tarım ürünlerinin fiyatlarında görülen artış, ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Başlıca tarım ürünleri soya fasulyesi, mısır, ayçiçeği, limon, tütün, üzüm, yer fıstığı, buğday ve çaydır. Öte yandan ülkede balıkçılık ve hayvancılık da gelişmiştir. Başlıca sanayi kolları ise gıda, tekstil işleme, petrokimya, metal ve otomotivdir.

2018 yılında Arjantin’in dış ticaret hacmi 61,5 milyar doları ihracat, 65,4 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 127 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaretteki en önemli iki aktör Brezilya ve Çin, Arjantin’in ithalatının %40’tan, ihracatınınsa %20’den fazlasını karşılamaktadır.

Türkiye ile İlişkiler

Türkiye ile Arjantin arasındaki ilk diplomatik temas Osmanlı Devleti’nin son yıllarında, 1910’da imzalanan konsolosluk protokolü ile kurulmuş, ardından 1926 yılında imzalanan Dostluk Anlaşması ile bu temas perçinlenmiştir. 1992’de Carlos Menem, 1995’te de Süleyman Demirel tarafından gerçekleştirilen ziyaretler, iki ülkenin devlet başkanları düzeyindeki ilk ziyaretleri olarak kayıtlara geçmiştir. Ayrıca R. Tayyip Erdoğan da 2020 Olimpiyatları’nın ev sahibinin belirleneceği organizasyon amacıyla 2013 yılında başbakan unvanıyla Arjantin’de bulunmuştur. Devlet başkanlığı düzeyindeki bu ziyaretler dışında bakanlıklar düzeyinde de karşılıklı ziyaretler yapılmaktadır.

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler genel itibarıyla olumlu seyretmektedir. Ancak Arjantin’in sözde Ermeni soykırımı iddialarını kabul eden devletlerden biri olması, Türkiye-Arjantin ilişkileri açısından önemli bir anlaşmazlık konusudur. Bunun dışında uluslararası platformlarda Türkiye ve Arjantin’in benzer öncelikler etrafında birlikte hareket ettiği pek çok husus da bulunmaktadır.

Siyasi ilişkilerdeki olumlu ancak durağan seyir ticari ilişkilerde de benzer şekildedir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi inişli çıkışlı bir grafik izlemekte ve ülkelerin mevcut kapasitelerini yansıtmamaktadır. Bunda coğrafi uzaklık sebebiyle ulaşım maliyetlerinin yüksek oluşunun da payı bulunmaktadır. Türkiye’nin her yıl açık verdiği ticaret hacmi, 2008 yılında 896 milyon dolarla en yüksek seviyesine ulaşmış, takip eden son 10 yılda keskin iniş çıkışlar gösterse de 1 milyar dolar seviyesine ulaşamamıştır. Son olarak 2018 yılındaki ticaret hacmi, 169,2 milyon doları Türkiye’den Arjantin’e ihracat, 357,9 milyon doları ithalat olmak üzere toplamda 527,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’den Arjantin’e ihraç edilen başlıca ürünler motorlu taşıtlar, mineraller ve kimyasal gübreler, kara yolu taşıtları için yedek parça, tütün, demir-çelik, sentetik iplik, izole edilmiş tel ve kablolar, bakır ve seramiktir. Arjantin’le ithalatımızın takriben yarısını soya fasulyesi oluşturmakta olup diğer başlıca ithalat kalemleri kuru baklagiller, tütün, yün, pamuk, yer fıstığı ve pirinçtir.

Müslümanların Durumu

Arjantin, Güney Amerika kıtasındaki en kalabalık Müslüman azınlığa sahip ülke konumundadır. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte, Müslümanların ülke nüfusunun %1’ini oluşturduğu ifade edilmektedir ki, bu da Arjantin’deki Müslüman azınlığın nüfusunun yarım milyona yakın olduğunu göstermektedir. Bu rakam TDV İslam Ansiklopedisi gibi kimi güvenilir kaynaklarca 900.000’e kadar çıkartılmaktadır.

Arjantin topraklarının İslamiyet’le ilk teması 16. yüzyılda Endülüs bölgesinden gelen zorunlu göçlerle kurulmuş, ancak kıtaya gelen bu ilk Müslümanlar, ya daha sonra geri dönmüş ya da yerli halkın da baskısıyla din değiştirmek zorunda kalmıştır.

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı coğrafyasından, özellikle Lübnan ve Suriye bölgesinden Arjantin’e yoğun göçler yaşanmıştır. Göçmenlerin büyük çoğunluğu Arap kökenli olmakla birlikte, Osmanlı topraklarından geldikleri için “Türk” olarak anılmışlardır. Ancak söz konusu göçmenlerin tamamı Müslüman olmayıp aralarında Hristiyanlar ve Yahudiler de bulunmaktadır. 1914 yılında Osmanlı Devleti’nden Arjantin’e göç edenlerin sayısının 120.000’e yaklaştığı kaydedilmiştir. Göç dalgası yüzyılın ortalarında da devam etmiş, ancak göç edenler bu kez çok büyük oranda Hristiyan Araplar olmuştur. Bugün Arjantin nüfusu içerisinde yaklaşık 3,5 milyon kişinin Arap kökenli olduğu tahmin edilmektedir. 1990’lardan itibaren Afrika ülkelerinden de Arjantin’e göçler gerçekleşmektedir. Bu yolla da ülkeye farklı coğrafyalardan Müslümanlar dâhil olmaktadır.

Ülke Müslümanları tarafından kurulan ilk yapı 1918’de faaliyete geçen ve 1957’de Arjantin İslam Merkezi adını alan teşkilattır. Ardından 1960 yılında Arap-Arjantin İslam Cemiyeti kurulmuştur. 1989 yılında “El Turco” lakaplı Carlos Menem’in başkanlığa gelmesi, Müslümanların ülkede daha geniş düzeyde teşkilatlanmasını beraberinde getirmiştir.

Günümüzde Müslümanların en yoğun bulunduğu bölge başkent Buenos Aires ve özellikle eyalete bağlı La Angelita şehridir. Üç caminin bulunduğu Buenos Aires’te Araplar üçüncü en büyük etnik grubu temsil etmektedir. Ülkede dinî eğitim veren orta ve yükseköğretim kurumunun yanı sıra çeşitli yayın faaliyetleri de sürdürülmektedir.